7 Mart 2018 Çarşamba

D.IGNATIUS: SUUDİ ARABİSTAN VELİAHT PRENSİ ÜLKESİNE ŞOK TERAPİSİ YAPIYOR




SUUDİ ARABİSTAN VELİAHT PRENSİ ÜLKESİNE ŞOK TERAPİSİ YAPIYOR

David Ignatius (Washington Post gazetesi köşe yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 27.2.2018

Tercüme: Zahide Tuba Kor

NOT: Lütfen kaynak göstermeden tercümenin bir kısmını veya tamamını kullanmayınız, alıntılamayınız, yayınlamayınız

Riyad, Suudi Arabistan
Suudi Arabistan’ın genç Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Riyad’daki sarayında gece yarısı verdiği geniş kapsamlı röportajda kraliyetin kültürel ve siyasi hayatını modernize etmek için gerekli “şok” terapisinin bir parçası olan yeni reform dalgasını anlattı.
Bildiğini okuyan dik kafalı olarak tanınan 32 yaşındaki Muhammed bin Selman, Suudi ordusunu ve devlet bürokrasisini sarsan ve çalışma bakan yardımcılığına bir kadını getiren (Tamadur bint Yusuf el-Ramah) yeni kraliyet kararnamelerini yayınladıkları günün gecesi röportaj verdi. İki saatten fazla yolsuzlukla ve İslami aşırıcılıkla mücadelesini ve bölge stratejisini anlattı.
Veliaht prens, sadece kıpır kıpır genç Suudilerin değil, aynı zamanda cezayla aklı başına gelen kraliyet ailesinin de desteğini aldığını söyledi. Bazılarının riskli olarak gördüğü, iç ve bölge politikalarına yönelik eleştirileri reddetti ve kraliyetin kalkınmasını ve İran gibi düşmanlarla mücadeleyi finanse etmek için değişimlerin hayati önemde olduğunu savundu. Mart ayı sonuna doğru ABD’ye yapacağı ziyaret öncesinde insan hakları aktivistlerini serbest bırakıp bırakmayacağını sorduğumda Suudi standartlarının ABD’ninkinden farklı olduğunu ve “işe yarayan şeyi değiştirmemek gerektiği”ni söyledi; ama daha sonra bir yardımcısı kanalıyla diğer alanlarda olduğu gibi bunda da reform yapmayı düşünebileceğini belirtti.
Kraliyete gerçekleştirdiğim kısa ziyarette Muhammed bin Selman’ın reformlarının ne denli iyi işlediğini değerlendirmek imkânsızdı. Tabii ki kültürel bir telaş var: Kadınlar haziran ayında araba kullanmalarına müsaade edildiğinde ne tür bir araba satın almayı planladıklarını misafirlere anlatıyorlar; onlar için yeni jimnastik salonları açılıyor, kadın girişimciler yiyecek arabaları işletiyorlar ve kadın taraftarlar futbol maçlarına izleyici olarak katılıyorlar.
Muhafazakâr muhalifler yeraltına inmiş olabilirler. Ama Eylül 2017’de Ipsos tarafından yapılan bağımsız bir ankette Suudi Y kuşağının [Z.T.K. 1980-2000 arasında doğan kuşak] %74’ünün gelecekten iyimserliğini; temel endişelerinin yüksek fiyatlar, işsizlik ve yolsuzluk olduğunu ortaya çıkardı.
Veliaht prens, daha evvel kendisiyle yaptığım iki röportajda soruları İngilizce almış ama Arapça cevaplamıştı; bu defa tamamen İngilizce konuştu. ABD’de kendisini destekleyen bazılarının çok fazla cephede birden mücadele yürüttüğü ve çok risk aldığı yönündeki kaygılarını, “başarı için değişimin bu hızı ve genişliği şart” diyerek ciddiye almıyor.
Pazartesi gecesi yaşlı babası Kral Selman’ın ilan ettiği kadrolarda değişimin, modernleşme hedeflerini başarabilecek “enerjisi yüksek” insanları başa geçirme çabasının bir ürünü olduğunu söyledi. “Biz [modernleşmeye] inananlarla çalışmak istiyoruz” dedi. Kararnamelerle kraliyetin daha genç üyeleri kilit vilayetlere atandı. Bunlar arasında Asir vali yardımcılığına atanan Prens Turki bin Talal da var. Bu atama kraliyet ailesi uyumunun da bir göstergesi; zira ağabeyi Prens Elvelid bin Talal geçen kasım ayında yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alınan 381 kişiden biriydi. (Daha sonra serbest bırakıldı)
Muhammed bin Selman genelkurmay başkanını görevden alıp komuta kademesini yeniledi; bu değişimler Suudi savunma harcamasından daha iyi bir sonuç almak için planlanmış. Veliaht prens, dünyanın dördüncü büyük savunma bütçesine sahip olduklarını, ama ordu kalitesi bakımından 20. veya 30. sırada yer aldıklarını belirtti. Suudilerin umduğundan çok daha uzun bir savaşa girildiği Yemen’de Husilere ve onların İranlı destekçilerine karşı Yemenli kabileleri harekete geçirmeye dayalı iddialı planlarını anlattı.
Yolsuzluğun çok yaygın olmasından dolayı kasım ayındaki yolsuzlukla mücadele darbesinin kraliyetin ihtiyaç duyduğu şok terapilerine bir örnek olduğunu söyledi. “Her yeri kanserli bir bedene sahipsiniz. Bu kanser de yolsuzluklar. Kemoterapi şoku gerekli, yoksa kanser bedeni kemirip bitirecek” dedi ve ekledi: Bu yağmayı durdurmadan kraliyet bütçe hedeflerini tutturamaz.
(…) “Yolsuzluğa batmış prensler azınlıktı; ama kötü aktörler daha fazla dikkat çektiler. Bu, kraliyet ailesinin enerjisini harap etti” dedi ve ekledi: Tutuklananlardan 56’sı dışında tamamı, zararı tazmin ettikten sonra serbest bırakıldı: “Çoğu vahim hatalar yaptıklarını biliyorlar ve çaresine baktılar.”
Muhammed bin Selman, kraliyet içindeki İslami aşırıcıları kontrol altında tutmak için de bir “şok”a ihtiyaç olduğunu anlattı. Kadınlara daha fazla hak veren ve dini polisin yetkilerini azaltan reformların Muhammed Peygamber dönemindeki uygulamaları yeniden hayata geçirmekten ibaret olduğunu vurguladı.
Veliaht prens, kasım ayında Lübnan Başbakanı Saad Hariri’ye istifa baskısından dolayı insafsızca eleştirildiğini söyledi. “Şu an” İran destekli Hizbullah milisleri karşısında görece “daha iyi bir konumda” diye de ekledi. Kısa bir süre sonra Hariri, kraliyeti tekrar ziyaret edecek.
Muhammed bin Selman’ın hayranları, bazen onun gücü konsolide etme teşebbüsünü modern Suudi Arabistan’ın kurucusu Abdülaziz ibn Suud’unkine benzetiyorlar. Ama o bu mukayeseyi reddedip günümüze sarıyor: “Yeni bir akıllı telefon yaratamazsın. Steve Jobs bunu çoktan yaptı. Bizim yapmaya çalıştığımız yeni bir şey.”

NOT: Bu yazının devamı niteliğindeki “Suudi Arabistan’ın Reformları Gerçek Mi? Son Ziyaretime Göre Evet” yazısını okumak için TIKLAYINIZ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder