29 Haziran 2017 Perşembe

P.COCHRANE: DOĞALGAZ VE KÖRFEZ KRİZİ: KATAR NASIL GALİP GELEBİLİR?



DOĞALGAZ VE KÖRFEZ KRİZİ: KATAR NASIL GALİP GELEBİLİR?

Paul Cochrane (Ortadoğu ve Orta Asya konularında yazan Beyrut’ta yaşayan serbest gazeteci)
Middle East Eye, 20.6.2017

Tercüme: Zahide Tuba Kor

NOT: Aşağıdaki yazı Körfez’deki krizin Katar ekonomisini nasıl olumsuz etkilediğini/etkileyebileceğini uzun uzadıya ele alan oldukça iyi bir analiz. Ancak bu kısımlar atlanarak yazının çok daha önemli görülen sadece son kısmı tercüme edilmiştir. Yazının tamamını okumak için TIKLAYINIZ.

Mevcut krizin ortasında hasımlarına karşı Katar’ın eline koz veren unsurlar Asya piyasaları, askeri müttefikler ve hayati Dolphin doğalgaz boru hattı.
(…)
Acaba Suud toprak ele geçirecek mi?
Uzmanlar, mevcut kriz ortamında BAE ve Suud tarafından Katar’a yönelik yaptırımların ağırlaştırılması ihtimalini göz ardı etmiyorlar. Dolphin boru hattı da dahil enerji ihracatını engelleyici herhangi bir adım, Doha tarafından krizin iyice tırmandırılması olarak görülecektir. Zira bu tür bir yaptırım Katar’ın ekonomisini felç edecektir.
Uzmanlara göre siyasi düzeyde hararetle tartışılan bir senaryo, Riyad’ın ve BAE’nin Körfez İşbirliği Konseyi’ni yeniden düzenleme planlarının bir parçası olarak Katar’a herkesi ve her şeyi kapsayan tam bir abluka uygulatması. Bu bağlamda eğer ki Doha’da bir rejim değişikliği yaşanmazsa Katar, Körfez İşbirliği Konseyi’nden çıkartılabilir.
Bu senaryonun daha da ileri bir aşaması, Katar’ın enerji servetini Suudi Arabistan’ın tamamen ele geçirmesi. Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman kraliyet ekonomisini çeşitlendirme maksatlı 2030 Vizyonu’nu bununla finanse edecektir.
Washington merkezli müşavirlik firması Gulf State Analytics’te üst düzey müşavir olarak görev yapan Theodore Karasik diyor ki “[Muhammed bin Selman’ın] Milli dönüşüm programının ve 2030 Vizyonu’nun pek de iyi işlememesi muhtemel görünüyor. Ayrıca Suudi Aramco şirketinden hisse satışıyla elde edilmesi beklenen değer (2 trilyon dolar) elde edilemeyebilir. Bu durumda Suudiler dışarıdan servet takviyesine ihtiyaç duyacaklar ve bunun için de ellerini çabuk tutmak zorunda kalacaklardır. Diğer bir deyişle Riyad soyacağı bir para kaynağı arayışına girebilir.”
Böyle bir adım, Katar kraliyet ailesi için bir kıyamet senaryosu olacaktır. Ya –BAE emlak kralı ve medya uzmanı Halif el-Habtur’un dediği gibi– Katar Emiri tahtını bırakmak zorunda kalacak ya da Riyad, Katar Emirliğini kontrolü altına alacaktır.
Bağımsız bir müşavirlik firması olan Energy & Environment Holding (EEH)’in CEO’su Roudi Baroundi ise krizin yatışacağına ve kısa bir süre sonra çözüleceğine inanıyor. Diğer uzmanlar, Katar’ın kısa süre evvel ABD’yle imzaladığı 12 milyar dolarlık savaş uçağı alımı anlaşmasını Riyad ve BAE’nin istediğini elde edemeyeceğinin bir göstergesi sayıyorlar. Amerikan Merkezi Komutanlığı’nın karargahı olan el-Udeyd Hava Üssü bölgedeki 20 ülkeyi kapsıyor.
Bu hafta içinde Türk birliklerinin eğitim amaçlı Katar’a ulaşması da krizi yatıştırabilir. İki ülke aralarında savunma paktı imzalamıştı. Bölgenin en büyük ordusuna sahip Türkiye’nin (Katar’ın tek kara sınırı olan) Suudi sınırı yakınındaki varlığı da caydırıcı olarak görülüyor.
Ancak diğer uzmanlar, tansiyonun kısa sürede düşeceğinin herhangi bir işaretini görmüyor. Gerek Suud’ın gerekse Katar’ın hâkim ideolojisi olan Vehhabiliğin kurucu babası İbn Abdülvehhab’ın soyundan gelenlerin Emirliğin yönetici ailesiyle aralarına nasıl mesafe koyarak meşruiyetinin altını oyduğuna işaret ediyorlar. Suud ve BAE’de Katar aleyhtarı söylem hiç hız kesmeden sürüyor. Geçen hafta BAE ABD’den Katar’daki el-Udeyd Hava Üssü’nü başka bir ülkeye taşımasını istedi.

Karasik diyor ki “Dünyamızda artık siyah kuğular yok. Bu (toprak ele geçirme) fikrini insanlar artık kendi aralarında ciddi ciddi konuşmaya başladılar.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder