29 Mayıs 2017 Pazartesi

D.IGNATIUS: DÜNYA, IŞİD SONRASI SÜRECE NASIL HAZIRLANABİLİR?



DÜNYA, İSLAM DEVLETİ ‘SONRASI’ SÜRECE NASIL HAZIRLANABİLİR?

David Ignatius (Washington Post gazetesi köşe yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 25.5.2017

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Sözde bir İslam Devleti “askeri” tarafından düzenlenen İngiltere’nin Manchester şehrindeki terör saldırısı, ABD ve müttefiklerinin terör örgütünün Musul ve Rakka’daki kalelerini ele geçirme çabalarına ivme katacak. Ama Irak ve Suriye’yi istikrara kavuşturmaya dönük İslam Devleti sonrası stratejiye dair de ivedilikle bazı tartışmalar yapılmalı.
Başkan Trump’ın İslam Devleti’ni kökünden kazımaya yönelik bütün o laf salatasına rağmen, Amerikalı karar alıcıların acaba Türkiye’nin terör örgütü kabul ettiği YPG’ye bel bağlamanın ne derece mantıklı olacağına dair tartışmaları altında Rakka harekâtı aylardır geciktiriliyor. YPG ve müttefiki Sünni güçler Rakka’ya 10 kilometreden az bir mesafe kalmışken oldukları yerde öylece durup alınacak kararı bekliyorlar.
Bu arada İslam Devleti’nin Rakka’dan yönlendirilen terör saldırıları için zaman giderek azalıyor. Birkaç hafta evvel Amerikalı yetkililer bana, İslam Devleti’nin Avrupa’daki hedeflerine yönelik en az 5 operasyonu bildiklerini söylemişlerdi. Avrupalı müttefikler ABD’nin Rakka işini bir an evvel bitirmesi için sıkıştırıyorlar.
Manchester’daki korkunç bombalı saldırı, İslam Devleti’nin kurduğu planları frenlemenin zorluğunu –ve son darbeyi vurmak için beklemenin maliyetini– hatırlattı. İslam Devleti yıprandı ve geriliyor, hilafeti de sahada neredeyse yok edildi. Ancak sanal hilafet, örgütün yavaş yavaş kökünün kazınmasının intikamını almaya çalışan Manchester bombacısı olduğu iddia edilen Selman Abedi ve diğerlerinin kurduğu ağda yaşıyor.
Trump yönetimi Türkiye’nin protestolarını reddederek Suriye Demokratik Güçleri koalisyonunun belkemiği olan YPG’yi desteklemeyi tercih ettiğine göre, Rakka saldırısı süratle kaldığı yerden devam etmeli. (…)
Trump yönetimi Ankara’nın destek verdiği alternatif kuvvete dair Türkiye’nin argümanlarını sabırla dinledi. Ama Pentagon’un vardığı sonuç, bu kuvvetin savaş alanında öyle ciddi bir mevcudiyetinin olmadığı, tek gerçekçi seçeneğin ya Kürtlerin öncülüğündeki koalisyona bel bağlamak yahut bölgeye binlerce Amerikan askeri yollamak olduğu yönünde.
Beyaz Saray haftalar evvel gayet doğru bir şekilde ilk seçeneği tercih etti. Ankara’nın endişelerini yatıştırmak için ABD, Kürt askerî mevcudiyetinin sınırlandırılacağı ve yeni kurulan Sünni aşiret güçlerinin Rakka ve yanı başındaki Deyrezzor’da güvenliğin sağlanmasına yardımcı olacağı güvencesini verdi.
Musul’da da sona doğru yaklaşılıyor. Komutanların dediğine göre, henüz ele geçirilmemiş kısım, 500 ila 700 İD savaşçısı bulunan şehrin sadece %6’lık kısmı.
Rakka ve Musul temizlendikten sonraki asıl meydan okuma, Suriye ve Irak’ın Sünni bölgelerini –gerçek bir yönetim ve güvenlik yapısıyla– yeniden inşa etmek olacak ki böylelikle radikal gruplar kısa sürede yeniden ortaya çıkmasın. İD “sonrası”na hazırlık fikri üç yıldır Amerikalı karar alıcıların güya dilinde; ama ciddi bir planlama ve fonlama çok çok az. Bu mesele ABD ve onun kilit ortakları olan Ürdün, Mısır, Suudi Arabistan ve BAE’nin acil önceliği olmak durumunda.
Birçok kilit müttefikin istihbarat servisinin, inisiyatif alabilecek bir liderlik nüvesi oluşturmak üzere son haftalarda Irak’tan Sünni liderlerle buluştuğu söyleniyor. Ancak şimdiye kadar bu çabanın net bir stratejiden ziyade anlamsız iç çekişmeler ürettiği gelen haberler arasında. Suriye’de başarısızlığa uğrayan bütüncül bir Sünni muhalefet inşa etmeye çabalarının moral bozucu bir tekrarı şimdi Irak’ta yaşanıyor.
CIA Başkanı Mike Pompeo bana ve birçok gazeteciye salı günü verdiği mülakatta, CIA’i daha agresif ve risk alıcı bir duruş sergileyecek şekilde harekete geçirmeyi planladığını anlattı. İşte buna başlamak için bir nokta:
Kürtler hem Irak hem de Suriye’de bir joker kartı. Suriye Kürtleri zaten Kürtlerin yaşadığı Rojava denilen bölgeyi yönetiyor. Bu, Suriye Sünnilerinin de kurtarılmış bölgelerinde benzer bir güçlü yönetim kurmaları için bir teşvik olmalı. Bu arada Irak Kürtleri, Amerikalı yetkililere yakında ve belki de bu yılın eylül ayında Kürtlerin bağımsızlığı için bir referanduma gitme planını anlattı.
Amerikalı yetkililer 1990’ların başından beri güvenilir bir müttefik olan Iraklı Kürtlere karşı derin bir minnettarlık hissediyorlar. Ancak bağımsızlık referandumu potansiyel bir parlama noktası olduğundan Amerikalı yetkililer, eylül ayında yapılacak Irak yerel seçimlerinin epey sonrasına ötelemek için Kürt meselesini ağırdan almaya çalışabilirler.

Irak ve Suriye, azınlıkların nefes alabileceği daha gevşek, daha iyi yönetilen, daha kapsayıcı birer konfederal devlet olarak yeniden tasavvur edilmeli. Karar alıcıların yeni oyunu, İD sonrası geçiş sürecini, her iki devletin de muzdarip olduğu mezhepçi felaketin devam etmesi yerine gelişmeye odaklanmak için bir yol açmak olmalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder