7 Ocak 2017 Cumartesi

R.KAPLAN: DONALD TRUMP VE DIŞ POLİTİKA SARKACI



DONALD TRUMP VE DIŞ POLİTİKA SARKACI

Robert D. Kaplan (Amerikalı dış politika yazarı; Yeni Amerikan Güvenliği Merkezi kıdemli araştırmacısı)
National Interest, 22.12.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Her yeni yönetim, kendisini önceki yönetimden ayırt etmekle işe başlar. Özellikle de aynı partiden yeni bir başkan seçildiğinde yeni ekip kendisini bir öncekinden ayırmak amacıyla iki kat fazla çalışır. Mesela Baba Bush, selefi Ronald Reagan’la aynı partiden olmakla kalmayıp üstelik bir de onun başkan yardımcılığını yürütmekteydi. Dolayısıyla Reagan, genellikle Wilsoncu bir dünya görüşünün destekçisiyken Baba Bush, selefine kıyasla çok daha profesyonel bir dış politika ekibiyle kendisini hemen bir realist olarak sundu. Yeni başkan seçilen Donald Trump’ın ise böyle bir derdi yok. Zira Demokrat bir yönetimin ardından Cumhuriyetçi bir başkan olarak koltuğa oturacak. Barack Obama’dan kendisini ayrıştırmak için öyle çok fazla bir çaba göstermek zorunda kalmayacak.
(…) Her halükarda Trump’ın ekibi, ne denli farklı olduğunu göstermek için Obama’nın dizginleyiciliğiyle Oğul Bush’un Afganistan ve Irak’taki saldırganlığı arasındaki genişçe alanı doldurmaya çalışacak. Tehlike şu: IŞİD’e karşı Obama’dan daha fazla saldırganca, ama Bush yönetiminin Irak’ta sergilediğinden daha az saldırganca hareket etmeye çalışırken Trump, bir yerlerde gereğinden fazla sorumluluk üstlenecek.
Biz, Afro-Avrasya’daki herhangi bir çatışma bölgesinin daha evvel hiç olmadığı kadar diğer herhangi biriyle yakından bağlantılı olduğu, olayların ve felaketlerin tarihte daha evvel hiç görülmediği bir oranda ortaya çıktığı bir aşırı hız dünyasında yaşıyoruz. Dolayısıyla herhangi bir yerde batağa saplanmanın maliyeti daha evvel hiç olmadığı kadar yüksek. ABD’nin temkinli olması gereken, sadece –Ukrayna, Suriye, Güney Çin Denizi gibi– coğrafi temelli çatışmalar değil; siber saldırılar ve iyice yayılan salgın hastalıklar gibi alışılmadık patlamalar da her an yönetimleri hazırlıksız yakalayabilir. Medya, her yönetimin yaşanan her zulme karşı kapsamlı bir karşılık vermesi arzusunda; ancak bu, dış politika felcine yol açabilir. ABD birçok krize aynı anda cevap üretme kapasitesine sahip olsa da en üst karar alıcıların her bir gün yapabileceği şeyler sınırlı. Bu yüzden endişem tek bir belirli olay değil, bir olaylar şelalesiyle karşı karşıya kalmak.
Suriye meselesi Washington için artık bir saplantı haline gelmiş durumda. Yeni yönetim bu konuda kesin sonuca ulaştırıcı bir şeyler yapmak isteyecektir. Ancak Suriye’de belirleyici her tür askeri hareket, yeni ekibin henüz geniş Ortadoğu’da ve dünyanın geri kalanında neler olup bittiği konusunda fazlaca bir fikri olmadığından, ciddi bir batağa saplanma riskini de beraberinde getiriyor. Suriye zaten mahvolmuş durumda. Beşşar Esed’in görevden alınmasının iç savaşı bitireceği de kesin değil. Bu arada İsrailliler durumu o denli ustalıkla ele aldılar ki çatışmaların sürmesi artık onları tehlikeye sokmayacak. ABD’nin en temel endişesi, Ürdün’deki rejimin ayakta kalmasını sağlamak olmalı. Ürdün’ü koruyup kollamak, yeni Trump ekibinin Suriye’de herhangi bir askeri politikasının başlangıç noktası olmalıdır.
Daha geniş resme bakarak yeni yönetim, iktisadi ve sosyal meselelerle kuşatılmış durumdaki Moskova ve Pekin rejimlerinin göründükleri kadar istikrarlı olmayabileceğinin de farkında olmalı. İçerideki istikrarsızlık, dış saldırganlıklarının temel nedeni. Bu rejimler zayıfladıkça –en azından kısa vadede– çok daha tehlikeli bir hale gelecekler. Yeni yönetimin içgüdüsü belki (Çin’e karşı) cesurca davranmak olabilir; ama ironik biçimde [Pekin’e karşı politikayı] dizginlemek daha evvel hiç olmadığı kadar elzem.

Özetle yeni yönetimin görevi, müzakereler için jeopolitik bağlamı daha elverişli bir hale getirmek amacıyla, bir çatışmaya yol açmadan, gerek Rusya’nın gerekse Çin’in yakın çevresinde Obama’nın yaptığından çok daha fazla güç projeksiyonu olacaktır. Bunu söylemek icraata dökmekten kolay. Trump, Oğul Bush’un aksi olan Obama’yı taklit etmemeli. Sarkaç iki uca salınıp durmamalı, orta noktada kalmalı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder