7 Ocak 2017 Cumartesi

J.KEANE: ABD'YE SAVAŞ TECRÜBESİ OLAN BİR SAVUNMA BAKANI



SAVAŞTA OLAN ABD'YE SAVAŞ TECRÜBESİ OLAN BİR SAVUNMA BAKANI 

Jack Keane (Amerikan eski genelkurmay başkan yardımcısı; hâlihazırda GSI Müşavirlik şirketi genel müdürü, Savaş Araştırmaları Enstitüsü başkanı, General Dynamics müdürlerinden ve Amerikan Savunma Bakanlığı Politika Kurulu üyesi)
The Cipher Brief, 1.12.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

The Cipher Brief: Geçen perşembe Amerikan başkanı seçilen Donald Trump, savunma bakanlığına “Kuduz Köpek” lakaplı Oramiral James Mattis’i atayacağını açıkladı. Amerikan ordusuna aşırı adanmışlığıyla ve pervasız dobra dobra yorumlarıyla tanınan Mattis’in tutumları, yeni başkan Trump ve onun milli güvenlik müsteşarı emekli Korgeneral Michael Flynn’ınkiyle her daim tam anlamıyla örtüşmeyecektir. İran konusunda hemfikir olsalar da Mattis, NATO’ya yönelik Rus tehdidi meselesinde güçlü bir tavır takındı ve Trump’ın Müslümanların ABD’ye girişini yasaklama teklifine karşı “Şu an için bu bize çok büyük zarar verir” dedi.
Trump’ın daha evvel kendisine savunma bakanlığını teklif ettiği eski Amerikan Genelkurmay Başkan Yardımcısı emekli General Jack Keane’a (…) General Mattis’i sorduk.

General Mattis savunma bakanı olarak atanacak; bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Tamamen destekliyorum. Açıkça belirteyim, aynı makam için bana gelen teklifi geri çevirdiğimde müstakbel başkan Trump bana “Bu makama kimi tavsiye edersin?” diye sormuş ve ben de Mattis’in ismini vermiştim. (…)
Bu tercihten dolayı çok memnunum, zira üstün bir başarıyla hizmet edecektir. Savaş dönemi tecrübesi var ve şu an ABD zaten savaşta. Yeni başkan Trump’ın, ülkenin savaşta olduğunu hiçbir zaman kabullenmeyen, dolayısıyla bu savaşları kazanmayı hiç düşünmeyip sadece sonlandırmaya odaklanan Başkan Obama’nın istikametinden sapacağına ikna olmuş durumdayım. Zannediyorum ki Sayın Trump tamamen farklı bir bakış açısında: Eğer ki bir savaşa giriştiysek mutlaka kazanmalıyız.

(…)
Temel milli güvenlik konularında –yani Afganistan, Irak, IŞİD, İran, Güney Çin Denizi, Kuzey Kore meselelerinde– General Mattis sizce nasıl bir yaklaşım sergileyecek?
Onun adına konuşamam. Ancak bence o, ABD eğer bir savaşa girişirse onu mutlaka kazanmalı bilincinde. Başkan Bush ve General Petraus Irak’taki savaşı kazanmışken Obama yönetiminin tutup da 2011’de birliklerimizi tamamen çekmesiyle bu ülkede yaşanan tam anlamıyla bir felaketti. Başkan Obama barışı kaybetmeyi tercih etti. [Z.T.K. Amerikan birliklerinin 2011 Aralık’ında tamamen geri çekilmesini öngören SOFA (Birliklerin Statüsü) Anlaşması’nın pazarlıklarını Bağdat yönetimiyle yürütüp altına 2008’de imza koyan Bush yönetimiydi. Obama sadece mevcut anlaşmayı uyguladı. Obama karşıtı çevreler bu gerçeği unutup veya unutturmaya çalışıp bütün suçu ona yüklüyorlar.]
Düşünsenize, eğer Başkan Truman İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Almanya, İtalya ve Japonya’da aynısını yapsaydı neler olurdu? Ve yine General Eisenhower aynısını Kore Savaşı’nda yapsa? Bütün bu ülkeler bugün dört başı mamur demokrasilere dönüşmüş durumda ve ulaştıklar refah seviyesiyle halkları çok daha yüksek bir hayat kalitesine sahip. Bu da ABD’nin sözkonusu ülkelerin gelişme ve kalkınmasının bir garantörü olması sayesinde.
İşte bu, başkan Obama’nın bir trajedisi; kendi ülkesinin tarihinden bile hiçbir şey anlamamış ve politika kararlarını bu minval üzere almamış biri. Savunma Bakanı Mattis’in, sadece savaşı kazanmaya odaklanan değil, bazen bir savaşı nasıl bitirdiğinin nasıl başlattığından çok daha önemli olduğunun gayet bilincinde biri olacağı aşikâr.

Afganistan savaşıyla mukayese etmek gerekirse, -11 Eylül’ün ardından başlayıp fazla uzun sürmeden “bitirilen”- bu savaş bugün hala daha kazanılmamış durumda.  Irak’ta savaşı sonlandırma bağlamında soruyorum, sizce bu savaş kazanılabilir miydi?
Afganistan savaşı kazanılabilir bir savaş değil. Şu anda görünen acı gerçek bu. General McChrystal ve Petraeus’tan Taliban’ın Afganistan’da nasıl mağlup edileceğine dair, Irak’ta son derece başarılı olmuş ayaklanmayla mücadele stratejisini de içeren bir plan hazırlaması istenmişti. Obama’nın 2009’da [kendisine sunulan bu planı değiştirerek] birtakım kararlar alması bu acı gerçeğin temel nedeni. Başkan Obama, onların Taliban’ı yenmek için en az 40.000 askeri birlik tavsiyesini reddedip bunu %25 azaltarak 30.000 ek asker yolladı. Ayrıca 15 ay sonra bunları geri çekti. Bu iki karar Afganistan’ı kazanılması mümkün olmayan bir kemikleşmiş savaşa sürükledi.

General Mattis’e geri dönelim. Ashton Carter’ın savunma bakanlığında ileri teknolojiyi ısrarla ve şiddetle talep eden politikalarını sürdürmesi sizce makul mü?
Kesinlikle evet. Vakti zamanında hâkim güç olduğumuz ileri teknoloji alanında artık hasımlarımızın gerisine düştük. Hassas güdümlü mühimmatta, GPS’li uydu teknolojisinde ve siber savaşta bize yetiştiler. Rusların tank modellerinden biri bizimkilerden çok daha ileri düzeyde ve bugün sözkonusu tankları savaş alanında kullanıyorlar. ABD ise benzer bir kapasiteye 2035’te erişmeyi konuşuyor.
İnanıyorum ki General Mattis ve Trump yönetimi, ileri araştırma ve ileri teknoloji için var gücüyle bastıracaklar ve ancak 15-20 yıla birliklerimizin bu teknolojileri kullanabilir hale gelme döngüsünü kıracaklardır. Bu gecikmeye müsamaha göstereceklerini zannetmiyorum. Bence bu yönetim Pentagon’un iş dünyası ayağının üzerine esaslı bir şekilde gidecek.

Biz dünyada herkesten çok daha iyi savaşırken, bütçenin çok büyük bir oranını yutan Pentagon’un iş ayağında ise kesinlikle üçüncü sınıf durumdayız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder