9 Ocak 2017 Pazartesi

F.BELCASTRO: HALEP’İN DÜŞÜŞÜNÜN ARDINDAN



HALEP’İN DÜŞÜŞÜNÜN ARDINDAN

Francesco Belcastro (İngiltere’deki Derby Üniversitesinde ders veriyor ve St. Andrews Üniversitesi Suriye Araştırmaları Merkezinde araştırmacı)
The National Interest, 30.11.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

 (…) ancak çok daha önemli olan soru şu: Acaba Halep’in düşüşü Suriye çatışmasının gelişimini nasıl etkileyecek? Suriye ve Irak’ta IŞİD’den kurtulma seferberliği devam ederken sahadaki aktörler çatışmanın bir sonraki aşaması için kendilerine zemin hazırlıyorlar. Kuzey Suriye’de Kürt güçleri, merkezi yönetim ve Türkiye arasında kırılgan bir denge sözkonusu. Halep’in düşüşü, hâlihazırda ilişkileri Rusya arabuluculuğunda kırılgan bir anlaşmaya dayalı olan Suriye rejimi ile Ankara arasındaki gerginliği daha da artırabilir. Bu makalede öngörülebilir gelecekte çatışmanın gidişatını şekillendirecek üç boyuta değineceğiz: (i) Halep’in nasıl düşeceği, (ii) Türkiye’yle mutabakat ve (iii) Rakka’daki durum.
Birincisi, (…) Halep’in “nasıl” düşeceği rejimin bundan sonra ne yapacağıyla yakından bağlantılı. Halep’in düşüşüyle Suriye çatışması sona ermeyip yeni bir aşamaya geçecek. Rejim, yeni kazanımlarını güvence altına almak ve diğer bölgelerin kontrolünü ele geçirmek için savaşı sürdürmek zorunda. Suriye rejimi iyi eğitimli askeri birliklerin kronik eksikliğinden muzdarip. (…) Eğer ki rejim, Halep’i çok az bir kara gücüyle ele geçirirse akabinde derhal muhaliflerin elindeki diğer bölgelere odaklanabilir. (…)
İkincisi, kuzeydeki mevcut dengenin Suriye rejiminin de kabul ettiği bir Türk-Rus anlaşmasına dayandığı anlaşılıyor. Göründüğü kadarıyla taraflar arasında mutabakat şu şekilde: Türkiye’nin Halep’e müdahil olmaması karşılığında rejim, Türk askeri birliklerinin Suriye topraklarındaki varlığına rıza gösterdi. Eğer ki anlaşmanın maddeleri gerçekten bu şekildeyse soru şu: Şehir düştüğünde ne olacak? Acaba rejim, Türkiye’ye karşı eleştirilerini daha yüksek perdeden seslendirir hale mi gelecek? Gerilla gruplarını desteklemek suretiyle topraklarındaki Türk varlığını baltalamaya mı kalkışacak? Bu hassas denge, iddia edildiği üzere Suriye savaş uçaklarının Türk birliklerini hedef alıp 5 askerin ölümüne ve birçoklarının da yaralanmasına yol açarak zaten çözülme riski altında. Halep savaşının akabinde Şam-Ankara gerginliği artabilir ve [Esed] rejim[iy]le Kürt güçleri ve Irak hükümeti arasındaki mutabakat yenilenebilir. Yazın Haseke ve çevresindeki çatışma haberlerine rağmen Suriye rejiminin YPG’yle çıkarları önemli ölçüde birbirine yakınlaşıyor. Benzer şekilde Suriye’nin Türk varlığından duyduğu endişe Bağdat’la daha da yakınlaşmasını sağlayabilir; zira Iraklı karar alıcılar da Musul inisiyatifindeki Türk varlığından benzer şekilde endişe duyuyorlar. Türkiye destekli koalisyon, Suriye’nin kuzeyinde başarılar kaydetse de Ankara’nın aktivizmi bölgede direniş ve gerilimler yaratmaya mahkûm.
Bu gelişmeler bağlamında “Rakka mücadelesi”nin çoktan başladığını akılda tutmak önemli. Amerikan destekli isyancı birlikler IŞİD kontrolündeki şehre doğru ilerlemeye başladı. (…) “Suriye Demokratik Güçleri” çok büyük ölçüde Kürt birliklerinden oluşuyor (…). Ancak Rakka’nın Kürtler açısında hiçbir stratejik veya tarihi değeri yok. (…) Rakka düştüğünde (ki bu öyle kısa bir sürede gerçekleşemeyebilir) kaçınılmaz soru, kimin sorumluluğuna bırakılacağı. (…)

(…)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder