7 Ocak 2017 Cumartesi

D.IGNATIUS: TRUMP’IN HAYALİ GÜCÜNÜN ZİRVESİNDE BİR AMERİKA MI?


TRUMP’IN HAYALİ GÜCÜNÜN ZİRVESİNDE BİR AMERİKA MI?

David Ignatius (Washington Post gazetesi köşe yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 29.12.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

ABD için 2016 karanlık bir yıldı. Ülke hala daha savaştaydı. Başkanlık seçimlerimiz, sert bir intikam maçıydı ve bizi hiç olmadığı kadar kutuplaşmış hale getirdi. En yakın müttefiklerimiz terörle ve kaosla sarsıldı. Hasımlarımız kendi politikamızla bizi oynayıp karıştırdı. Görünen o ki hayatla ve bilimle ilgili en temel olgular dahi artık içeride birer ihtilaf konusu.
Ancak seçimi yaptınız; bu, çok az kişinin tekrar yaşanmasını isteyeceği bir yıldı. Şimdi takvimler değişmek üzere; çoğumuz yeni yıla ümit ve endişe duyguları içinde bakıyoruz.
Bu tatil benim için bir düşünme vakti; zaman zaman acı ve keder içinde, nasıl bu noktaya geldiğimizi ve nereye gittiğimizi muhasebe anı. Ben, Hıristiyan inancının merkezindeki, karanlık/zulüm içindeki toprağa masum bebeğin gelişi tasviriyle huzur buluyorum – geçmiş 2000 yılı aşkın süre boyunca bütün o zalim hükümdarlardan ve vergi toplayıcılardan çok daha güçlü olan bir hikayenin başlangıcı…

Amerikalılar iyimserdir. Biz, “herkes için özgürlük ve adaletle ayrılmaz bir bütün” olan bir ülkeye bağlılık yemini ettik. (…)
Kurucularımızın geliştirdiği sistemin baskı/gerginlik altında ne denli iyi işlediğini önümüzdeki yıl test edeceğiz. Başkan seçilen Trump’ın radikal değişim teklifi, destekçilerince memnuniyetle, ona karşı oy kullanan nicelerince de korkuyla karşılanıyor. Ülkeyi kırılma noktasına götürürse başarılı olamaz.
Trump mevcut kanunların ve anlaşmaların feshi için ne denli sıkı bastıracak? Acaba yasama erki Kongre, bu acemi yürütme gücünü denetleme rolünü oynayacak mı, yoksa Cumhuriyetçi çoğunluk “önce parti” fikrine mi sadık kalacak? Acaba Anayasa’yı koruyup kollama yemini eden yetkililer iktidardaki davranışlarıyla da bunu teyit edecekler mi?
Trump’ın yemin edip göreve başlayacağı gün yaklaşırken o birçoğumuz için hala bir muamma. Değişimin yıkıcı bir temsilcisi olma çabasında, ama sınırları ne? Trump kendisini hukukun üstüne çıkarmak isterse ne olacak? O bunu yapmak isteyen ilk başkan değil; ama acaba ülkemizin kurumları hala buna karşı koyacak kadar güçlü mü? Peki ya istihbarat örgütlerimizin ve Kongrenin yürüttüğü Rus bilgisayar korsanlığıyla ilgili soruşturmaları altüst ederse? “Gözü peklerin biyografileri” klişemiz 2017’de bir testten geçebilir.
Rus bilgisayar korsanlığına rağmen Trump’ın çarşamba günkü “hayatla barışık olmalıyız” yorumu, sanki henüz başlamakta olan bir soruşturmayı önemsizleştirmek için kendini müdafaa çabası gibiydi. 
2017 yılında ABD, değişime ve siyasi uyuşmazlıklara eşlik eden şiddetli baskılarla yüzleşecek. İlkel fay hatlarımızın meydana çıktığı ve istismara açık olduğu, sinirleri bozuk bir ülke olarak şu anda hasımlarımızın hassas hedefiyiz.
(…) 2017’de siyasi yapımızın gerçekte ne kadar sağlıklı ve demokratik kurumlarımızın ne denli dirençli olduğunu öğreneceğiz.
(…)

Trump “Amerika’yı Yeniden Büyük Kılmak” derken, her ne kadar ırkçı veya diğer önyargıları perdelese de, bizi birbirimize kenetleyen milli mitolojiyi akıllara getirdi. Hırpalandığımız 2016 yılından sonra belki de bu, hepimizin kucaklayabileceği ortak bir tema. ABD birlik halinde, kendinden emin ve tüm vatandaşlarını kucaklarken gücünün/büyüklüğünün zirvesindeydi. Ümit edelim ki bu, Trump’ın ülkesi için düşündüğü şey olsun. Bizim bu yolla yeniden büyük olmamız lazım. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder