10 Ağustos 2016 Çarşamba

S.ÇAĞAPTAY:TÜRKİYE 1979 İRAN’INI YAŞIYOR

Darbeleri mazur gören veya gösteren herkesi kınıyor, darbecileri lanetliyoruz


TÜRKİYE 1979 İRAN’INI YAŞIYOR

Soner Çağaptay (Washington Enstitüsü Türkiye Araştırmaları Programı Direktörü)
The Wall Street Journal, 17.7.2016

Tercümeler: Zahide Tuba Kor

(…)
Geçtiğimiz senelerde Erdoğan’ın tarzı, daha ziyade yavaş yavaş artıran bir dozda iktidar iplerini ele geçirmekti; ancak hafta sonundan bu yana İslami desteğin güçlü bir şekilde patlaması son derece kışkırtıcı olabilir. Bu yaşanan Türkiye’nin 1979 İran’ı anı: Acaba mayalanan İslami bir devrim laik güçlere galebe çalacak mı?
(…) Bu strateji işe yaradı; salalar ve ezanlar siyasi seferberlik çağrısı işlevi gördü ve dindar Türkler laik orduya meydan okumak için sokaklara döküldü. Hükümet yanlısı polislerle birlikte ordunun acemice teşebbüsünü ezdiler.
(…)
İktidarı [tamamen kontrol altına almanı]n ikinci ve daha hızlı yolu ise İslami bir devrim. Sokaklara çıkıp darbeye meydan okuyanlar (…) daha ziyade İslamcılar ve hatta cihatçılardı. Hafta sonundan beri Erdoğan yanlısı serseri güruhu darbeyi destekleyen askerleri yakalayıp dövdü. Tıpkı İslam Devleti usulü, bir askerin kafasının kesildiğini gösteren fotoğraflar sosyal medyaya düştü. [Z.T.K. Askerlerin başının kesilmesi hikayesi, acaba psikolojik harbin bir parçası olarak, IŞİD’le benzerlik kurmak amacıyla üretilmiş olabilir mi, araştırmak lazım]
Maalesef ki Türkiye’de cihatçı hissiyat son dönemde gözle görünür bir şekilde arttı. Sayın Erdoğan’ın eğitim politikasının yanı sıra İslamcı radikallerin Türkiye’yi bir toplanma/konaklama merkezi olarak kullanmalarına izin verildiği Suriye politikasının da bu gidişatta azımsanmayacak payı var. Pew Araştırma Merkezi’nin son dönemdeki bir anketine göre, Türklerin %27’si İslam Devleri hakkında olumsuz duygular beslemiyor. Sayın Erdoğan İslami bir devrimi başlatmak için artık bu güçleri kullanabilir.
Devrimlerde çoğunluklara ihtiyaç yoktur; iktidarı ele geçirmek için şiddet kullanmaya istekli öfkeli ve heyecanlı azınlıklar yeterlidir. Başarısız darbe teşebbüsünün ardından Türk siyasetinde sular durulmuş değil. Sayın Erdoğan da hala bütün ülkenin kontrolünü ele alabilmiş değil. Bu nedenle Ankara’ya dönemiyor. (…)
Eğer ki Sayın Erdoğan dini coşkuyu daha da pompalarsa Türkiye’nin laik demokrasisini sonlandırarak yaşanan “dini karşı-darbe”yi “İslamcı bir karşı-devrim”e dönüştürebilir. Darbe sonrası bölünen ve kamuoyu gözünde itibarını yitiren ordu, artık böyle bir karşı-devrimi engelleyebilecek bir pozisyonda da değil.
(…)
Sayın Erdoğan’ın darbeyi kendi gücünü konsolide etmek için kullanma senaryosu bu ikincisinden daha muhtemel; ama İslamcı devrim ihtimali Türkiye’de hiç bu kadar yüksek olmamıştı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder