11 Ağustos 2016 Perşembe

M.McKEW: BAŞARISIZ DARBEDE PUTİN’İN UĞURSUZ ROLÜ


Darbeleri mazur gören veya gösteren herkesi kınıyor, darbecileri lanetliyoruz


BAŞARISIZ DARBE TEŞEBBÜSÜNDE PUTİN’İN UĞURSUZ ROLÜ

Molly McKew (Washington, D.C.’de yaşayan bir yazar, dış politika ve strateji uzmanı; 2009-2013 yılları arasında Gürcistan eski Devlet Başkanı Mikhail Saakaşvili’nin müsteşarıydı)
The Washington Free Bacon, 25.7.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Türkiye’deki darbe teşebbüsünün ardından Erdoğan’ın “temizlik” harekatından büyük ölçüde galip çıkan grup, Avrasyacı düşüncenin yerli savunucuları oldu. Darbe teşebbüsünün yaklaştığı günlerde, modern “Avrasyacılık Hareketi”nin babası ve aynı zamanda çatışma ve ilhakların habercisi olan Kremlin’in gözdesi Rus ideolog Alexandr Dugin, Ankara’daydı ve önde gelen Türk Avrasyacıları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yakın müttefiklerini ziyaret ediyordu.
Gürcistan’ın ve Ukrayna’nın çoktan tecrübe ettikleri üzere, Dugin’in bir çatışmanın yakınında tesadüfen bulunması nadirattandır. Kendisi hem modern Rus yayılmacılığının ideolojik temellerini atar hem de yerel hareketlenmenin bir nevi öncü takımı işlevi görür.
Daha 2004’te Amerikalı yetkililer Putin’in Türkiye’yi Batı’dan koparmaya çalıştığı konusunda uyarıda bulunmuştu. Acaba darbeden sonra hızlıca girişilen yeniden safların belirlenmesi süreci, Rusya’nın Türkiye’yi kendi jeopolitik yörüngesine sokma amaçlı hibrid savaşının meyvelerini almaya başladığının bir göstergesi mi?

Bir televizyon darbesi?
Başarısız darbe girişiminin ardından yaşanan (…) binlerce tutuklamalar, (…) on binlerce işten çıkarmalar (…) Bu denli hızlı bir şekilde “düşman listesi”nin hazırlanması ve tutuklamalar yapılması, Avrupa yönetimlerinde Türk hükümetinin darbeden evvel hazırlıkları olduğu noktasında soru işaretlerine yol açtı.
Ama bu son olaylardan mülhem “komplo teorileri”, NATO ve bölgedeki Amerikan müttefikleri açısından çok derin sonuçlar doğurabilecek Türkiye’deki derin jeopolitik değişimi hem maskeliyor hem de açığa çıkarıyor.
Rus yetkililerin Türkiye’deki mevkidaşlarını eli kulağında olan darbe için uyardıkları ve İranlı yetkililerin gece boyunca Türk mevkidaşlarıyla iletişim halinde olduklarına dair hikayeler dolaşıyor ortalıklarda. Her iki hikaye de Türkiye içindeki bazı unsurların, Ankara’nın Batılı müttefikleriyle arasındaki mesafeyi daha da açmak amacıyla darbeden faydalanmaya çalıştıkları hissiyatını uyandırıyor.
Muhaliflerin hızla temizlenmesi kafa karıştırıcı darbe teşebbüsüne ilişkin soruları artırdı. Türk ordusu daha evvel dört başarılı darbe gerçekleştirmişti ve bu, kitaptan saptı.
(…)
Dikkatle incelendiğinde bazı gözlemcilerin niçin darbenin bir tezgah olduğuna inandığını anlamak hiç de zor değil. Bir ankete göre Türklerin üçte biri darbenin arkasında Erdoğan olduğuna inanıyor.

Türkiye’deki Avrasyacıların yükselişi, düşüşü ve geri dönüşü
Devlet Başkanı Putin, Dugin’i 2004’ten beri Türk elitlere özel temsilci/gizli ajan olarak yollamaktaydı. Misyonu, Türkiye’yi Batı’dan uzaklaştırmak için bir Rus nüfuz ağı kurmaktı. Bu da Dugin’in şu temel fikrine dayandı: “Yeni bir Avrasya imparatorluğu ortak düşman temel ilkesi üzerine bina edilecek: Atlantikçiliğin reddi, ABD üzerinde stratejik kontrol ve liberal değerlerin egemen olmasına karşı çıkma.”
Dugin’in Türk-Slav ittifakı kavramı, Türk ulusalcı çevrelerde, özellikle de Avrasyacılığı AB’ye ve İslamcılığa bir alternatif olarak gören Kemalistler arasında destekçi buldu.
Bu fikir bilhassa bazı üst düzey Türk subaylar arasında revaçtaydı. Rusya’yla daha yakın bağları savunan ve Türkiye’nin NATO’yu terk etmesi çağrısı yapan bu grubun büyük bir kısmı, Erdoğan’a karşı bir darbe planladığı iddia edilen “Ergenekon terör örgütü”ne katılma suçlamasıyla tutuklandı. Nisan ayında temyiz mahkemesi bu suçlamaları reddederek böyle bir örgütün hiçbir zaman var olmadığına hükmetti.
Karmaşalar dizisinin bir diğer boyutu da şu: Yargıdaki Gülenciler muhtemelen Ergenekoncuları mahkum etmede etkili bir araç olmuştu, ki bu da aslında Türkiye’nin uzun “laikçi orduya karşı İslamcı” piyesindeki sahnelerden biriydi. Daha sonra Ergenekon yargılamaları Erdoğan ile Gülen’in yolları ayırmasının bir parçasına dönüştü. (…)
Avrasyacıların canlanması, -2013 Gezi olaylarını müteakip Erdoğan’ın Avrupa’dan uzaklaşmasına paralel olarak- büyük ölçüde gözden kaçan jeopolitiğin derinden değişiminin bir yansıması olabilir.

Rus baskısı
Darbe boyunca Dugin’in Ankara’da olması ve uzun zamandır bu ülkede yürüttüğü faaliyetleri, Rusya’nın yıllardan beri iniş-çıkışlı ilerleyen (ki son yıllarda inişteydi) Türkiye’yi Avrasya yörüngesine çekme çabalarını hatırlatıcı mahiyette.
Suriye’deki savaş ve IŞİD’in yükselişi bölgedeki dinamikleri değiştirdi. Putin Esed’i destekleyip silahlandırırken Erdoğan Esed’e görevi bırakma çağrısı yapan Obama’nın safında durdu. Ankara ile Moskova’nın sıcak ilişkileri böylelikle sona ererken ve karşılıklı iğneleyici sözler sarf ederlerken bir noktada Putin Türkiye’de rejim değişikliği çağrısı dahi yaptı. Bu gerginlikler Türkiye’nin hava sahasını ihlal eden bir Rus jetini düşürmesiyle zirveye çıktı.
Müteakip aylarda Rusya hem Türkiye’ye hem de Cumhurbaşkanına her türden baskıyı yaptı. (…) ekonomik yaptırımlar uyguladı. Suriye’deki Kürt milisleri silahlandırarak ve Irak Kürtleriyle ilişkiler kurarak Rusya Türkiye’nin Kürt ayrılıkçılığı korkularına oynadı. Bu süreçte Rus ve Türk ordularının ilişkileri de gerginleşti. 
Rus savaş gemileri neredeyse her gün Boğazlardan geçti, zaman zaman Sivastopol’den Tartus’a silah, mühimmat ve asker taşıyarak... Rus iç istihbarat servisi FSB ajanları Türkiye’de “Rus devletinin düşmanlarına karşı” bir dizi suikastlar gerçekleştirdi. Bu gelişmelerin her ikisi de Rusların Karadeniz’in ötesine gittikçe daha fazla uzanmalarına işaret ediyor. Rusya ayrıca Doğu Akdeniz’e Türk hava sahasını fiilen kapatan sözde “geçit vermeme/bölgeyi tutma (anti-access/area denial A2/AD)” kapasiteleri konuşlandırdı.
Rus resmi medya organları, Suriye politikası ve Rusya’yla ilişkiler konusunda Erdoğan ile askeri elit arasında çok derin bir ihtilaf olduğu hikayesini üretmek için sık sık Türk Avrasyacıların görüşlerinden alıntılar yaptı. Rusya, içeride Erdoğan’a karşı siyasi bir baskı oluşturmak için Türk çıkarlarının stratejik olarak yeniden ayarlanması çağrısı yapan grupları bilhassa Dugin’in ajanları üzerinden aktif bir şekilde destekliyor.
Geriye dönüp bakıldığında görülüyor ki mayıs ayında Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun  istifası, mülteciler ve Türkiye’nin Birliğe katılımı üzerinden AB’yle anlaşma yapma döneminin sonuna gelindiğine işaret ediyordu. Haziran ayı sonunda Erdoğan, jetin düşürülmesi nedeniyle Rusya’dan özür dilediğinde Rus baskısının çok açık bir şekilde meyvelerini verdiği görüldü. Ertesi gün İstanbul Havalimanının Rusça konuşan IŞİD mensuplarınca bombalanması Türkiye’nin Suriye politikasında yeni bir yaklaşıma ihtiyacı olduğu inancını güçlendirdi.
Dugin uzunca bir süre Davutoğlu’nu Türkiye’nin Rusya’ya yaklaşmasını engelleme amaçlı “Amerikan yanlısı komplo”nun bir parçası olarak niteledi. Doğu Perinçek’in Vatan Partisi’ne üye olan Ergenekon’un ordudaki eski liderinin de aralarına olduğu [Z.T.K. İsmail Hakkı Pekin’i vs. kastediyor] Dugin’in dostları, “Erdoğan’a yakın işadamları” tarafından Rusya’yla ilişkileri iyileştirmek ve Suriye lideri Beşşar Esed’le ilişkileri yeniden kurmak üzere yollandığını geçen hafta iddia etti.
Geçen hafta yaşanan olaylar muhtemelen Erdoğan’ın Batılı ortaklarıyla seçeneklerini sınırladı. Darbe teşebbüsünün ardından Putin fazla bir şey söylemezken Amerikan Dışişleri Bakanı Kerry demokrasi zaafa uğrarsa Türkiye’nin NATO üyeliğinin tehlikeye girebileceği konusunda uyarıda bulundu.

Darbe üzerinde Rus gölgesi
Kerry darbe gecesini, Rus mevkidaşı Lavrov’la birlikte, Suriye meselesinde işbirliğine ilişkin yeni bir gizli anlaşmanın ayrıntılarına şekil vermekle geçirdi. Müzakereler sırasında Kerry, Obama’yı telefonla aradı ve ardından Beyaz Saray, Türkiye’de demokratik yollardan seçilmiş hükümeti desteklediklerini belirten bir açıklama yayınladı. Darbenin başarısızlığa uğradığı netleşene kadar ABD gibi bir açıklama yapan çok azdı.
Bu arada Dugin darbeden iki saat evvel Erdoğan’ın müttefiki Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’le bir araya geldi. Gökçek, Dugin’e Türkiye’nin vatanseverler ile Gülenciler/Amerikan ajanları arasında bölündüğünü anlatmış. CIA’in Türkiye’nin Rusya’yla arasını açmak için Gülen Hareketini kullandığını, Rus uçağını düşüren pilotların Amerika’dan emir alan Gülen ajanları olduğunu söylemiş.
(…)
Dugin şu anda diyor ki “Amerikan destekli darbe”, Türkiye’nin Rusya’yla aynı safa geçmesini sağlayan umutsuz son gelişmeydi. 
Ancak Rus resmi medyası, Erdoğan’ın darbeye hazırlıklı olduğu, zira Rusya’nın darbeyle ilgili istihbaratı –Türk ordusunun iletişimini gizlice takip ettiği Suriye’nin kuzeyindeki dinleme istasyonları üzerinden- alıp önceden Türkiye’ye haber verdiği hikayesini yaydı. Türk ordusu, daha evvel muhtemel bir darbe hakkında istihbarat aldığını ve bunun da darbeyi tezgahlayanların planlanandan evvel harekete geçmelerine yol açmış olabileceğini söylemişti.

Rusya’yla yeniden saf tutma

Gerek [Türk toplumunda] Erdoğan’a destek çıkan (aynı zamanda Amerikan karşıtı) milliyetçi taşma hali gerekse Erdoğan’ın (Batılı ortaklarıyla ilişkilerde birtakım sonuçları olacak) kitlesel temizlik harekatı, Türkiye ile Batı’nın birbirinden uzaklaşmasına hizmet ediyor.
(…) öyle görünüyor ki Rusya’nın askeri, siyasi ve iktisadi alanda Türkiye’ye karşı aldığı aktif önlemler meyvelerini verdi. Kremlin’in bir diğer ideologu olan Sergey Karaganov’un darbe teşebbüsünden sadece birkaç gün evvel söylediği gibi, “Türkiye’yle problemlerimiz karşısında takip ettiğimiz net ve sert siyasi çizgi başarılı oldu.”
Türkiye’yi Batı’dan uzaklaşmaya zorlamak Dugin’in 1997’den beri izlediği bir hedefti. (…)
Rusya’nın geçen hafta şansı yaver gitti. Erdoğan’ın askeri temizliği –ki generallerin dörtte birinden fazlası görevden alındı- bu makamları Avrasyacıların dolduracağı anlamına gelebilir. (…)
Dugin’in medya hamlesi devam ediyor. ABD ve NATO’yu Karadeniz’den çıkarmak ve Türkiye’nin NATO’dan çıkmasını sağlamak için bir Rus-Türk ittifakı çağrısı yapıyor. (…)
Eğer ki Rusya, Türkiye’ye karşı bir reflexive control (yani hasmı kendi iradesiyle Rusya’nın menfaatine olacak şekilde bir adım atmaya zorlamak için dezenformasyon yürütme) kampanyası tasarlamak istediyse bundan daha iyisini yapamazdı. Bu da bir komplo gibi gelebilir, ama “Rusya siyasi kazanım için hayal ürünlerini/kurguları kullanmayı çok iyi bilir” fikri hiç de abartı değil. Estonya dışişleri bakanı kısa süre evvel Rusya’nın, devlet televizyonunda bir savaş göstermek için Baltık Denizi üzerinde nasıl bir savaş simülasyonu yaptığını anlattı. Eğer ki televizyon için bir savaş yapabiliyorsa yine televizyon için bir darbe niye yapmasın ki?
Rusya’nın Batı’ya karşı çok cepheli bir hibrid savaş yürüttüğünü ve Türkiye’nin de, tıpkı Ukrayna veya Baltık ülkeleri gibi, bu savaşın geçmişte de şimdi de bir hedefi olduğunu göz ardı etmenin derin sonuçları olacaktır. Bu tür açıklamalar komplo teorileri diye göz ardı edildiği sürece liderler krizle başa çıkmada sorumluluklarını baştan savabilirler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder