10 Ağustos 2016 Çarşamba

J.DAVIDOVICH: İSRAİL BASINI DARBEYİ NASIL GÖRDÜ?

Darbeleri mazur gören veya gösteren herkesi kınıyor, darbecileri lanetliyoruz


ERDOĞAN KALDIRAMAYACAĞI KADAR AĞIR BİR BELA MI YARATTI?

Joshua Davidovich (Times of Israel internet gazetesinin editör yardımcısı)
Times of Israel, 17.7.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

(…) Türkiye’deki başarısız darbe teşebbüsünün İsrail’in İbranice medyasında geniş bir yankı bulması sürpriz olmadı. (…) Her üç gazete de [Yedioth Ahronoth, Haaretz ve Israel Hayom] özünde aynı hikayeyi anlatmış: Darbe başarısızlığa mahkumdu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan iyi ya da kötü durdurulamaz bir güç.
(…)
Popülist Yedioth Ahronoth gazetesi (…)
(…)
Darbeyle ilgili ana habere geçmeden gazetede, dayak yiyen askerlerin bir fotoğrafına (…) şu satırlar eşlik etmiş: “Türkiye’nin kırmızıya boyanan hafta sonu: Cuma gecesi yaşanan dramatik darbe teşebbüsünün ardından İstanbul caddeleri kırmızıya boyandı: öldüresiye dövülen darbecilerin kanının yanı sıra Erdoğan destekçilerinin her köşe başında dalgalandırdıkları kırmızı Türk bayrakları. Siviller tankları durdurdu, kalkışma başarısız oldu, çok yaşa Sultan Erdoğan!” [Z.T.K. Yeri gelmişken bir noktaya dikkatinizi çekmek isterim. Yabancı basın, kasıtlı olarak asker döven sivillerin birkaç fotoğrafını sürekli yayınlayıp dururken, darbecilerin sivillere yaptıklarını gösteren fotoğraflara ise ya hiç yer vermiyorlar ya da son derece steril fotoğraflar seçerek vahşetin boyutlarının üstünü örtüyorlar. Fotoğraf seçimi algı yönetiminin önemli bir parçasıdır…]
(…) Haaretz gazetesinde ise (…) diktatör Erdoğan’ın hiç olmadığı kadar güçleneceğini öngören ve darbenin niçin başarısızlığa uğradığını analiz eden birkaç köşe yazısının da aralarında bulunduğu ciddi analizler vardı.
Erdoğan’ı “kadir-i mutlak” olarak niteleyen yazar Zvi Bar’el, “Halkın desteğini alan bir muhalefet liderinin veya kendi partisi içinde rakip bir adayın bulunmadığı adeta bir askeri birlik gibi idare edilen bir ortamda Erdoğan’ın siyasi rakipleri öngörülebilir gelecekte onun demokratik araçlarla düşürülemeyeceğine inanıyor. İşte bu, darbe teşebbüsünün nedeni olabilir. Ama bu teşebbüs, çok daha ağır basan kamuoyunun hassasiyetleriyle çatıştı. İnsanlar Erdoğan’dan nefret edebilir ama darbeden nefretleri çok daha fazla. Böyle bir ortamda ordu devletin kurtarıcısı olarak görülemez, hele de 14 yıllık başarılı sivil bir yönetimden sonra” demiş.
Israel Hayom ise en iyi yaptığı şeyi tekrarlayarak darbe haberini kendi dünya görüşüne, diğer bir deyişle İsrail hükümetinin resmi görüşüne göre sunmuş. Bir ay evvel olsa Erdoğan’a karşı darbeye destek verenler kervanına katılacak gazete, şimdi ona daha olumlu bir çerçeveden bakıyor. Şüphe yok ki kısa süre evvel iki ülke arasında imzalanan anlaşmanın bir meyvesi bu.
Gazetenin İstanbul muhabiri, Haaretz yazarı Bar’el ve diğerleriyle benzer bir duruşta; darbenin püskürtülmesiyle cumhurbaşkanının bir dizi reform için bastıracağını, gücünü konsolide edeceğini ve “daha evvel hiç olmadığı kadar kadir-i mutlak bir lidere dönüşeceği”ni yazmış.
Gazetenin köşe yazarlarından Eyal Zisser, bu defa ordunun düştüğü hal için aynı tabiri kullanarak artık ordu kadir-i mutlak değil demiş: “Ordu, bir bulldog iken sevimli bir evcil köpeğe dönüştü ve bundan böyle ülkede her istediğini yapamayacak.”
(…)
Türkiye’yle ilgili haberler epeyce çok olsa da gazeteler işi İsrail’le bağlantılandırarak yerelleştirme yoluna pek gitmemiş. Sadece Yedioth Ahronoth İstanbul caddelerindeki tankların birçoğunun İsrail tarafından teçhiz edildiğini yazmış.

Haaretz gazetesinden Barak Ravid ise İsrail’in darbeye tepkisinin hem geç geldiğini hem de “kısa ve öz olduğu”nu, bunun da sebepsiz olmadığını yazmış: “İsrail-Türkiye ilişkilerindeki büyük hassasiyetin ışığında ve iki ülke arasında imzalanan mutabakatın da henüz emekleme aşamasında olması gerçeğinden hareketle, İsrail Dışişleri yorum yapmakta acele etmeyip uluslararası toplumun nabzını da ölçerek darbe teşebbüsünün sonucu netleşene kadar bekledi.” Yazar şöyle devam etmiş: “Kudüs’teki üst düzey yetkililer, bir yandan Türkiye’de olan bitenin Kudüs’ün Ankara’yla ilişkileri normalleştirme arzusunu azaltmadığını vurgulamanın, diğer yandan Türkiye’de hiç kimsenin darbe teşebbüsünü yeni imzalanan anlaşmayı ihlal için bir bahane olarak kullanmaması yönünde kibar bir uyarıda bulunmanın İsrail için önemli olduğunu belirttiler.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder