10 Ağustos 2016 Çarşamba

G.FRIEDMAN: DARBECİLER RUS JETİNİN DÜŞÜRÜLMESİNE DAHİL OLDULAR MI?


Darbeleri mazur gören veya gösteren herkesi kınıyor, darbecileri lanetliyoruz


TÜRKİYE’DEKİ DARBE PLANLAYICILARI RUS JETİNİN DÜŞÜRÜLMESİNE DAHİL OLDULAR MI?

George Friedman (Amerikalı siyaset bilimci, Stratfor’un kurucusu ve 2015 yılına kadar başkanı, Geopolitical Futures’ın kurucusu ve yöneticisi)
Geopolitical Futures, 20.7.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Kasım ayında Rus uçağını düşüren pilotlar tutuklandı. (...) Böylece darbe teşebbüsünün sonuçlarından biri netleşiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Rusya’yla ilişkileri düzeltmeye karar verdi ve bu darbe teşebbüsünü kullanarak Ruslara uçağın düşürülmesi emrinde herhangi bir dahli olmayıp siyasi hasımlarının bundan sorumlu olduğunu göstermeye çalışıyor.
(...)
Oysa uçağın düşürülmesi hadisesi ertesinde Türk yetkililerin tepkileri çok farklıydı, Rusya’yı (...) suçlamışlardı. (...) [Z.T.K. Friedman uzun uzun Türkiye’nin o dönemki söylemleri ve tepkilerinden bahsetmiş]
(...)
(...) sınırı ihlal eden Rus uçaklarını düşürme izninin verilmemiş olma ihtimali neredeyse yok gibi (...)
(...)
Ancak mevcut Türk stratejisi bağlamında bu iddiayı dile getirmek makul. Türkler darbe teşebbüsünün arkasında ABD’de yaşayan Gülen’in olduğu iddiasında. (...) ABD, gerek Türkiye’yle suçluların iadesi anlaşması gerekse Amerikan hukuku çerçevesinde Gülen’i öyle kolayca iade edemez. Ancak bu talebin arkasında, ABD’nin darbe teşebbüsünün planlanıp uygulamaya geçirilmesinde yardımcı olduğu iması var. Ortadoğu’nun gazeteleri bu ithamla dolu. Birçokları bunun gerçek bir darbe teşebbüsü olup olmadığını sorgularken diğer bir kısmı da darbenin arkasında ABD’nin olduğu iddiasında.
Uçak vurulup da Türk-Rus ilişkileri çöktüğünde Türkiye ABD’yle yakınlaşmak zorunda kaldı. (...) ama ABD’yle yakın ilişkiden de öyle rahat değildi. Birincisi, Suriye’de büyük bir askeri rol üstlenmek, hele de İslam Devleti’yle yoğun bir çatışmaya girmek istemedi. Amerikalılar Türklerin güçlü bir rol oynamalarını istedi, ama Türkler bunun sonu olmayan bir işgale dönüşeceği kanaatiyle böyle bir rolü üstlenmeye hazır değillerdi.
İkincisi, Türkler Amerikalıların istediği tavra kaydıkça İslam Devleti terörü Türkiye’de tırmandı. En büyüğü Atatürk Havalimanını hedef alan saldırı Türkiye’nin turizm sektörüne zarar verdi. Erdoğan savaşmak istemediği bir çatışmaya girerek bir Amerikan piyonuna dönüşmeye istekli değildi. Yine Amerikalıların planladığı Polonya ve Romanya’nın da dahil olduğu Rus karşıtı ittifakın içine doğru çekilmeyi de arzu etmedi. Amerikalılar Rusya’yı çevrelemeye çabalıyordu ve Erdoğan buna da sürüklenmek istemedi. 
Rus uçağının düşürülmesinin Türkiye’yi sürüklediği yön olan ABD’nin küçük ortağı haline gelmeye Erdoğan razı değildi. Ani bir adımla İsrail’le ilişkileri normalleştirdi ve neredeyse eşzamanlı olarak uçağın düşürülmesinden dolayı Rusya’dan özür diledi. Erdoğan’ın İsrail’e yönelmekteki hedefi, ABD’ye meydan okumada pek fazla ileri gitmek istemediğini göstermek için bir tavizle Washington’ı yatıştırmak, gönlünü almaktı. İkinci adımla ise Moskova’yla karşı karşıya gelme haline artık bir son vermek istediğini ve böylece Rusya’ya karşı herhangi bir Amerikan savunma planı içine çekilmeyeceğini gösteriyordu.
Erdoğan özür dilemek zorunda kalmaktan hiç memnun değildi. Darbe teşebbüsü ona özrü yeniden formüle etme fırsatı sundu: Rus savaş uçağının vurulması emrini kendisi değil, darbeye teşebbüs edenler vermişti; Erdoğan uçağın düşürülmesinin bir kurbanıydı... Darbeyi planlayanları cezalandırarak aslında Ruslara verilen zararı da tazmin etmiş oluyor. Rusya’yla çatışma halinden çekilerek manevra alanını yeniden açıyor ve Türkiye’yi Amerikan baskısından kurtarıyor.
Darbe teşebbüsü veya gerçekte her ne ise, tabii ki bundan çok daha fazlasıyla alakalıydı. Ama akabinde ortaya çıkan durum, Rus uçağının düşürülmesiyle ABD’ye bağımlı hale gelen Türkiye’nin kaybettiği konumunu bir bakıma yeniden kazanması oldu. Darbeyi planlayanların aynı zamanda uçağın düşülmesini planlayanlar olduğunun keşfi, Ankara’ya temiz bir açılım fırsatı sunarak Erdoğan’ın bunda sanki hiç suçu yokmuş gibi gösterdi. Bazı insanlar bunu yutacaktır tabii, özellikle de asıl hedef kitle olan Türkler. Bu arada Erdoğan ABD’ye sert bir baskı yaparak Rusya’ya doğru kayıyor; bu, klasik bir güç dengesi adımı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder