10 Ağustos 2016 Çarşamba

D.IGNATIUS: ABD İSTİHBARATINDAN ORTADOĞU'NUN DURUMU

Darbeleri mazur gören veya gösteren herkesi kınıyor, darbecileri lanetliyoruz


AMERİKAN İSTİHBARAT BAŞKANINDAN ORTADOĞU KONUSUNDA BİR GERÇEKLİK TEYİDİ

David Ignatius (Washington Post gazetesi köşe yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 21.7.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Amerikan istihbarat başkanı bazı kilit konularda genel kanaate aykırı değerlendirmelerde bulundu: Nusra Cephesi tehdidinin “abartıldığı” uyarısında bulundu, Suriye’deki hedeflere ilişkin Obama yönetiminin Rusya’yla istihbarat paylaşımı planı konusunda uyardı ve geçen cuma günü Türkiye’de yaşanan darbe teşebbüsünün ABD’de yaşayan bir din adamınca örgütlendiği iddialarını sorguladı.
Milli İstihbarat Direktörü James Clapper çarşamba günkü röportajda yine lafını sakınmadı. Mayıs ayındaki bir röportajda söylediği ABD’nin kargaşa içindeki Ortadoğu’nun problemlerini kendi başına “düzeltemeyeceği” yönündeki uyarısını daha da genişletti. Clapper’ın şüpheci görüşü Başkan Obama tarafından da paylaşıldı ve Washington yönetiminin Suriye’ye askeri kuvvet taahhüdüne yönelik ihtiyatlı duruşunu daha da artırdı.
Clapper son dönemde Nusra Cephesi’nden endişelerin “aniden artışı”nı sorgulayarak yaygın bir tartışmaya girdi. El-Kaide’nin Suriye kolunun Amerikan topraklarına yönelik tehdidinin henüz “yeni yeni oluşmaya başladığı”nı ve İslam Devleti’nin teşkil ettiği “tehdidin yanına bile yaklaşamayacağı”nı söyledi. Nusra Cephesi’nin ABD ve Avrupa’ya saldırı yeteneğinin öyle (...) zannedildiği gibi “an meselesi”nden ziyade “arzu edilen bir hedef”ten ibaret olduğunu anlattı.
Clapper’ın Nusra Cephesi konusundaki kuşkuları, örgüte karşı saldırıları Rusya’yla işbirliği içinde yürütme ihtiyatıyla da örtüşüyor. Obama bu yaklaşımı tereddütle de olsa onayladı. Clapper Rusya’yla istihbarat paylaşımı konusundaki çekincelerini ifade ettiğini (…) söylüyor.
Rusya’nın sözlerinin tutmama siciline dikkat çekerek Clapper şunu sordu: (…)
Clapper Obama’nın Suriye’de kötü, iç karartıcı seçeneklerle yüzleştiğinin altını çizdi: “Politikaya yön verenlerimizin ellerindeki tüm seçenekler kötü. İyi hiçbir seçenek yok. ‘Evet, bu gerçekten kolay. İşte bunu yapmış olsak her şey yoluna girer!’ diye düşündüren çok fazla söylem var ortalıkta. Ama hayır. Suriye inanılmaz derecede karmaşık bir mesele. İnsanın başını ağrıtmaktan başka bir şey değil.”
Tıpkı Obama gibi Clapper da “daha evvel Suriye’ye yönelik bir Amerikan askeri veya paramiliter müdahalesi yapılsaydı işe yarardı” iddiasına şüpheyle yaklaşıyor. (…) bunun daha fazla kan akması ve daha çok kaynak sarfiyatından başka pek bir işe yaramayacağını düşünüyor.
Din adamı Gülen’in darbe teşebbüsünü planladığı konusunda Türkiye’nin iddialarının inandırıcı olup olmadığı sorulduğunda Clapper şu cevabı verdi: “Hayır, bence değil”. “Dışişleri Bakanı Kerry, Gülen’in darbeye dahliyle ilgili somut kanıt istemekte haklıydı” dedi ve ekledi: “Kanıtları henüz görmedik. İstihbaratta da görmedik.”
Türkiye’deki darbe teşebbüsü “Suriye’deki durumu daha da zorlaştırdı, zira ordudan temizlenenlerin birçoğu, tıpkı İncirlik Hava Üssünün komutanı gibi, İslam Devleti’yle mücadelede ABD’nin kilit muhataplarıydı. Bu, (teröre karşı mücadeleyi) genel olarak geriletecek; çünkü Türkler bu meseleyle ve muhtemel sonuçlarıyla enerjilerini tüketecekler” dedi ve ekledi: Bu belirsizlikler döneminde “Türkiye’nin NATO’da kalması hayati.”
Clapper’a göre, ABD’nin Ortadoğu’da hızlı bir düzelmeden artık ümidini kesmesi ve uzunca bir istikrarsızlık ve -el-Kaide, İslam Devleti ve ardından gelecek örgütlerden kaynaklı- şiddet dönemine karşı çaba sarf etmesi lazım. Öyle zannediyorum ki biz daha uzunca bir süre bununla baş etmeye devam edeceğiz. Ve bu bizim için giderek sıradanlaşacak.
Soğuk Savaş’ın eski kurtlarından Clapper son bir aykırı gözlemini daha dile getirdi: Rus lider Putin göründüğü kadar güçlü olmayabilir. “Rusya’daki kamuoyu görüşünü takip ediyoruz ve bence Putin’in popülaritesi kırılgan olabilir. Ekonomi üzerindeki baskıları ve bunun –işsizlik, ücretler ve emekli maaşları gibi- bireyler üzerindeki etkileri dikkate alındığında Rusya’nın Ukrayna ve Suriye gibi uzak diyarlarda kendisini ortaya koyan büyük bir güç olduğu söyleminin daha ne kadar Rus halkında yankı uyandırmaya devam edeceğine emin değilim” dedi.
Clapper 90 dakika süren röportajda “bu konuda konuşmak başıma ağrılar sokuyor” dedi. Başkanlık yarışındaki tartışmaların “basitliği” ile gerçek kararların “karmaşası” arasındaki “şaşırtıcı” tezada dikkat çekti. İnsanlar Amerikan askeri gücünün Rakka ve Musul gibi yerlerde [düşmanını] ezip geçebileceğini hayal edebilir, ama dünya gerçeği böyle işlemiyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder