18 Ağustos 2016 Perşembe

DARBE ANINDA BATILI BİR GRUBUN DUYGU VE DÜŞÜNCELERİ

Darbeleri mazur gören veya gösteren herkesi kınıyor, darbecileri lanetliyoruz


TÜRKİYE’DEKİ ASKERİ DARBE
MI6 Community (The Home of James Bond 007), 15.7.2016 ve 16.7.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Z.T.K. Darbe teşebbüsünün ilk anlarında başlayıp ertesi günü başarısızlığa uğradığı netleşene kadar yazışan Avrupa’dan bir grup. Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın devrileceğine dönük besledikleri büyük ümitten giderek ümitsizliğe düşmeleri, sonuna doğru darbenin gerçekliğinden şüphe duyar hale gelmeleri ve en son tercüme etme gereği duymadığım kısımda da birbirlerine düşüp AB’yi ve Merkel’i eleştirmeye başlamaları… Anbean Avrupalı bir ekibin duygu ve düşüncelerini tüm çıplaklığıyla ortaya döktüğü için diyaloglardan dikkat çekici olanları tercüme etme ihtiyacı hissettim. Topluluk James Bond meraklısı bir grup. Adları, İngiliz istihbaratından ilhamla “MI6 Community”. İstihbaratçılık tarafları var mı bilmiyorum. Darbe gecesi birçok Batılının duygu ve düşüncelerine tercüman olduklarını düşünüyorum; zira Batı basını örtülü veya açık benzer duygu ve düşüncelerle dolu. Batı zihniyetini anlama babından okunmaya değer diyaloglar…


Eğer bu doğruysa onların [Z.T.K. darbecileri kastediyor] başarılı ve Erdoğan’ın tarih olması için dua etmeliyiz.
Eğer ki başarılı olamazlarsa Erdoğan, Türkiye’yi bir diktatörlüğe dönüştürmek için gerekli meşruiyete sahip olacaktır. Çok daha fazla güçlenip onlarca yıl ülkeyi yönetecektir.
Ümit ederim ki ordu ne yaptığını biliyordur. Eğer ki Erdoğan darbeden sağ salim çıkarsa bu, Avrupa’nın tarihinin en kötü dönüm noktası olabilir.

Dürüstçe söylemem gerekirse, eğer ki Türk ordusu başarılı olursa bu, Avrupa kıtası için iyi, Rusya için kötü olacaktır.
İnsanlar Atatürk’ün Türk toplumundaki nüfuzunu küçümsedi. Erdoğan onun başarılarını hızla tahrip etti. Bunlardan biri de Atatürk’ün tasavvur ettiği ülkenin katı laik ve demokratik karakteri (...) Erdoğan geçtiğimiz yıllarda bunu fiilen tahrip etti ve siyasi alana İslam’ı çok daha güçlü bir şekilde geri döndürttü.
Yine Erdoğan iktidarında terör, özellikle de PKK terörü hızla arttı. Öyle görünüyor ki Erdoğan, terörü yatıştıran değil, azdıran bir güç.

Türk ordusu şu anda bizim geleceğimizle oynuyor. Oynanan böyle bir kumarla risk almaya değer mi, hiç emin değilim.
Eğer Erdoğan bu badireyi siyaseten atlatırsa, gazabı yıkıcı olacak ve Avrupa çapında hissedilecektir. Erdoğan Avrupa kıtasının en tehlikeli adamı haline gelebilir.
Ve zayıf AB yönetimleri her zamanki gibi “diplomasi” adına hiçbir şey yapmayacaktır.

Erdoğan insanları protestoya çağırıyor, ama zannedersem bu görüntü [Z.T.K. Cumhurbaşkanımızın CNN Türk’ten Hande Fırat’a telefonla bağlanma görüntüsü] onun bir nevi kaderini pazarlıyor.

Bu, Erdoğan’ın iktidarı bırakmak yerine Türkiye’de bir iç savaşa yol açacağı anlamına gelir.

İnanamıyorum, BBC News köprüde insanların öldürüldüğünü canlı yayında veriyor. Görünen o ki bazı yerlerde siviller kontrolü yeniden ele alıyor.

Bu darbeye tam olarak neyin yol açtığından emin değilim, ama gerçekten son derece tedirgin edici. Acaba son dönemdeki [Rusya’yla vs.] yakınlaşmaların darbeyle bir bağlantısı var mı, merak ediyorum doğrusu. Ve –tıpkı daha evvel Mısır’da olduğu gibi- bu darbe de acaba başkaları tarafından kışkırtılmış olabilir mi, bunun da merak ediyorum.

Erdoğan tehlikeli bir adam; tek ümidimiz, bu darbe başarılı olup da onun denklemden çıkarılması. Yoksa Türkiye, hiç beklemediğimiz şekilde yeni bir barut fıçısına dönüşebilir.

Öyle görünüyor ki darbeyi başlatan Türk ordusu sosyal medyayı biraz küçümsemiş. (...)

Ordunun kendi halkını öldürmesi kötü bir oyun.
ABD/AB tepkisine bakın, hele de halk öldürülürken. Bu bize bütün bunların neden olduğuna dair bir ipucu verecektir.

Ordunun mevcut despot iktidarı hafife almış olduğunu hiç zannetmiyorum; öyle görünüyor ki darbe, akşamın erken saatlerinde zannettiğimiz gibi öyle çabucak ilerlemeyecek.
Endişelendiğim şey, eğer ki ordu başarısız olursa Erdoğan’ın bütün yetkisini ne zaman fiilen geri alacağı. O vakit geldiğinde çok daha kızgın ve hatta çok daha otokrat bir Erdoğan’ın ortaya çıkmasından çok daha fazla korkmalıyız.
(...)
İşler iyice bulanıklaşıyor. Bir kanat, yani ordu, gerçek demokrasiyi yeniden tesis için otokrat lideri devirmek istediğini söylüyor, diğer kanat ise bizzat demokrasinin kurumları tarafından seçildiklerini iddia ediyor.
İşler iyice çirkinleşiyor. Ben tıpkı 1980’de olduğu gibi Türkiye’de hızlı ve temiz bir darbe olacağını umuyordum.

Bu, Avrupa için kaybet-kaybet durumu. Bu belki de hayatımızın en kara günü. Avrupa’yı kaosa sürükleyebilir.
Türkiye bir NATO üyesi ve ABD ile Almanya için en önemli askeri üs konumunda. Eğer ki Erdoğan bundan siyaseten kurtulursa anayasayı askıya alacak ve Türkiye’yi kendi krallığına dönüştürüp bir diktatör gibi yönetecektir. Bunu durdurmak içinse zayıf düşmüş aptal AB hiçbir şey yapmayacaktır.
Eğer ki Türkiye’de bir iç savaş çıkarsa bu Avrupa’yı istikrarsızlaştıracaktır. AB yönetiminin beceriksiz ve zayıf olduğunu biliyoruz. Hiçbir şey yapmayacaklar.
Sonunda Avrupa’da düzeni yeniden tesis eden -bir kez daha- ABD olacaktır. Umarım böyle olur.

(...)
Bizim başkalarını suçlamaya başlamamız bence hiç duyulmamış bir şey. Bu darbe tamamen bir iç mesele. Bence biz en başta Türkiye’yi eleştirmeliyiz; liderleri geçmiş yıllarda nasıl bu denli bir bölücülük ve baskı ortamı yaratabildi?
Bu arada darbe çözülme emareleri gösteriyor. Ordunun bir kısmı pes edip Erdoğan’ın yanında saf tutmaya başladı.

Bence bugün Türkiye’de demokrasinin kaybettiği gündür; sadece darbenin doğası antidemokratik olduğu için değil, bizzat Erdoğan bundan böyle çok daha hızla bir diktatör olmaya doğru gideceği için… Erdoğan, darbe tertipçilerinin tamamının Gülen Hareketi’nden olduğunu söyleyerek çoktan kendisini kurbanlaştırdı bile.
Daha da önemlisi Erdoğan, destekçilerini büyük bir isyana çağırarak olayları bizzat tırmandırdı. Bunu nasıl yapabilir? Nasıl kendi halkını bu şekilde ateşe atabilir? Onun yüzünden baksanıza şimdiye kadar 70 kişi hayatını kaybetti.
Bundan sonra Türkiye’de hayat çok daha gergin, çok daha bölünmüş, çok daha korkutucu olacak ve Erdoğan bunu istismar edecektir. Bu, Atatürk’ün hareketi ve özellikle de Türk demokrasisi için çok ama çok kötü bir gün.

(...)
Erdoğan Türk milliyetçiliğini çok fazla coşturmuşa benziyor, ben bu durumdan nefret ediyorum. Milliyetçi liderler bu işi daha sıkı tutmalılar. Erdoğan’ın gücünün Türkiye hudutları dışında durdurulması lazım.
(...) Bu darbe Türk halkının nasıl bölünmüş olduğunu ve Erdoğan’ın gücünün nasıl gözü kara/pervasız hale geldiğini gözler önüne seriyor. (...)

Ordu dün gece Avrupa’nın kaderiyle bir kumar oynadı ve kaybetti.
Bunun Avrupa’da yaşayan hepimiz için çok tehlikeli sonuçları olacaktır. Erdoğan hiç vakit kaybetmeden diktatörlüğünü kuracaktır. (...)
Hayatımızın en tehlikeli adamıyla artık karşı karşıyayız, hem de Avrupa’nın en büyük ülkelerinden birini yöneten bir adam bu...
Ve Avrupa hiç şüphesiz hiç bir şey yapmayacak. Hatta tutup da onu destekleyecekler bile.
ABD Türkiye’deki askeri üslere muhtaç olduğu için hiçbir şey yapmayacak.
Bu Erdoğan için olabilecek en iyi şey.
265 kişi öldü. İnanılmaz. Bugün Türkiye dünyanın maskarasına dönüşmüş gibi görünüyor. Bunu kim yapabilir... Erdoğan ve liderliğinde kökten hatalar var.
Bugün olan bitenler bize Erdoğan’ın ne denli zalim, sorumsuz ve tehlikeli bir adam olduğunu gösterdi. Duyduğuma göre Başbakan Yıldırım sadece hükümetin yanında saf tutup da hayatını kaybedenleri can kayıpları arasında saydı ve muhaliflerden hayatını kaybedenleri (darbeyi örgütleyenleri, askerleri ve laikliğin destekçilerini) ise kasıtlı olarak hiç dikkate bile almadı.

Niye AB sürekli suçlanıyor. Çoğunluk AB’nin yıkılışını görmek isterken, kahrolası bu insanlar AB’den ne yapmasını bekliyorlar ki? AB son dönemde her şeyin günah keçisi. Göçmen krizini Türkiye’nin yardımıyla çözmek istedi, belasını buldu. Demokratik yollardan seçilmiş bir cumhurbaşkanını destekledi, yine belasını buldu. Kimse böyle bir darbeyi öngöremezdi. Ben bile tamamen şaşkına dönmüş durumdayım. AB’yi değil, Türkiye’yi suçlayın!
İnsanlar zaman zaman bunun ne denli bir lanet karmaşa olduğunu unutuyorlar. Eğer ki Obama, Merkel, ABD ve AB darbeyi tertipleyen Türk ordusuna destek verse sonuç ne olurdu hiç bu soruyu soran var mı? Biz soruyor muyuz?
Eğer bu olsaydı Erdoğan’ı Putin’in ve Çin’in ellerine düşürmüş olurduk. Eğer ki bu tür şeyleri söylersen, darbeye destek verirsen, savaşa girersin! Bu kadar basit. Birisi çıkıp da siz darbeyi desteklediniz diyebilir; ama bu öyle zayıf bir destek değil. Türkiye bir NATO üyesi olduğundan bu, darbeye tam destek anlamına gelir. Ve eğer ki ABD ile Avrupa içinden bazı ülkeler darbeye destek vermek için Türkiye’ye bir savaş açsaydı bu, çatışmanın tırmanması anlamına gelecekti. Bu da 1963 Küba Füze Krizi’nden bu yana hiç şahit olmadığımız bir tırmanma olacaktı.
O halde lütfen biraz sakinleşin. Ben de Erdoğan’dan nefret ediyorum. (...) Bütün genlerimle Erdoğan ve şürekasına karşı mücadele edeceğim.
Ama benim mesajım şu: Her şey çok ama çok daha kötü olabilirdi. AB ve ABD’de biz barış içinde yaşadığımız sürece bırakın Türkiye’yi nasıl istiyorsa öyle olsun. Buna [kendi ülkelerinin barışına] öncelik verip duygularına yenik düşmedikleri için ben Obama ve Merkel’e müteşekkirim.

Erdoğan Türkiye’nin başında ve AB’nin Türkiye’ye ihtiyacı var; o halde Erdoğan ne isterse yapsın!

Erdoğan’a yönelik kayıtsızlıklarından dolayı ben AB’yi suçluyorum. Ben de darbe asla olmamalıydı diye düşünüyorum, ama Erdoğan’ın otokratlığının da bir mazereti olamaz.

Merak ediyorum acaba bütün her şey bir kurgu muydu?

Geriye doğru baktığımda darbenin çok kötü planlandığını ve tatbikinin daha da beter olduğunu görüyorum. (...) bununla birlikte, herhangi bir çatışma ülkeyi sosyal ve ekonomik açıdan sıkıntıya sokacaktır, bu yüzden böyle bir kurguyu Erdoğan tercih eder mi, emin değilim. (...)

Görünen o ki Erdoğan ABD’den Fethullah Gülen’in iadesini istiyor. Bu adam aklını kaçırmış olmalı.


Türkiye’deki bu sözde “drabe”de gözle görünenden çok daha fazlası olduğu aşikar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder