11 Temmuz 2016 Pazartesi

J.L.SHAPIRO: ABD TÜRKİYE-İSRAİL UZLAŞMASINDA ARABULUCU



ABD TÜRKİYE-İSRAİL UZLAŞMASINDA ARABULUCU

Jacob L. Shapiro (Geopolitical Futures Analiz Direktörü)
Geopolitical Futures, 22.6.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

(…)
Uzunca bir süredir beklenen yakınlaşmanın merkezinde ABD bulunuyor. Son haftalarda Amerikalı yetkililerin hem Türk hem de İsrailli yetkililerle buluşmalarına ilişkin sınırlı da olsa bazı bilgiler var. (…)
(…)
Ancak ABD öyle kolayca Türkiye’yi de İsrail’i de bir anlaşmaya razı edemedi. Eğer bu kolay bir iş olsaydı anlaşma, Amerikan Başkanı Obama’nın [Özgürlük] Filo[suna] yapılanlarla ilgili Türkiye’den özür dilemesi için Netanyahu’nun gözünü korkuttuğu Mart 2013’te imzalanmış olurdu. (…)

ABD için Türkiye bu denklemde çok daha önemli bir ortak. İsrail hala bir Amerikan müttefiki, ama artık daha az stratejik önceliğe sahip. Türkiye ise Ortadoğu’da ABD için en kritik müttefik haline gelmiş buluyor. ABD Ankara’nın İslam Devleti’ne karşı çok daha büyük bir rol oynamasını istiyor. (Türkiye gerek ekipman gerekse konum itibarıyla bölgede bunu yapacak en iyi seçenek.) Türkiye ayrıca Rusları engellemede de kritik bir rolde. Amerikan bakış açısına göre Türkiye ile İsrail arasında süregelen husumet, iki Amerikan müttefikini birbiriyle karşı karşıya getirirken, dikkatleri çok daha acil meselelerden uzaklaştırdı.

ABD hep Türkiye’nin bütünüyle kendi kampında saf tutmasını isteyegeldi; ama Türkiye Rus uçağını vurduğu geçen kasım ayına kadar ABD’ye mesafeli durdu. Uçak krizinden sonra ise Türkiye’nin ABD’yle daha yakın ittifaktan başka pek bir seçeneği kalmadı; çünkü Ankara aynı anda herkesle husumeti kaldıramazdı.
(…)
Ama ABD, sadece Ankara’nın politikasını değiştirmesine ihtiyaç duymuyor, aynı zamanda Türkiye’nin güçlü görünmesinden de çıkarları var. Zira bu unsur olmadan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İsrail’le ilişkileri düzeltme konusunda herhangi bir tavize yanaşması mümkün görünmüyor. (…)
(…)
Kim bilir, belki de ABD, Gazze ambargosu konusunda İsrail’i tavize razı etmek için 10 yıllık bir askeri yardım paketini kullanır. (…)

Her halükarda ABD, Gazze Şeridi’ne kıyasla İslam Devleti, Irak’ın geleceği ve Suriye’de Esed rejimi konusunda çok daha endişeli ve bu yüzden bir anlaşmaya varılması için İsrail’e taviz vermesi konusunda baskı yapması muhtemel. (…)
(…)
Yakınlaşma iki şeyin göstergesi. Birincisi, gerek Lieberman’ın sessiz muvafakati gerekse Davutoğlu’nun sahneden çıkması, milli menfaatleri etkileyen kararlar söz konusu olduğunda bireylerin görece önemsizliğinin güçlü birer örneği. Daha da önemlisi, ABD’nin bölgedeki ana müttefikleri ve ortaklarının bazılarına –Türkiye, İsrail, Mısır, Suudi Arabistan, hatta İran– baskısı artıyor. Muhtemel Türkiye-İsrail anlaşması, Washington’ın hâlihazırda Ortadoğu’daki en önemli ilişkisini geliştirerek giderek Ankara’ya yakınlaştığını gösteriyor. Bu aynı zamanda kargaşaya batan bir bölgede ABD’nin eski kontrolünün en azından bir kısmını nasıl yeniden kazanmaya başladığını da gösteriyor.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder