11 Temmuz 2016 Pazartesi

D.IGNATIUS: ENDİŞE ÇAĞINDA OBAMA RASYONALİST BİR BAŞKAN


ENDİŞE ÇAĞINDA OBAMA RASYONALİST BİR BAŞKAN


David Ignatius (Washington Post gazetesi köşe yazarı, ödüllü gazeteci ve kitapları en çok satanlar listesinde yer alan casusluk romanı yazarı)
Washington Post, 18.12.2015

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Başkan Obama’nın salı günü Ulusal Arşivlerde yaptığı konuşma (…): Cumhuriyetçilerin kabaran göçmen karşıtı öfke dalgasına karşı Obama, Amerikan hoşgörüsünü tanımlayan tarihi belgelere odaklandı.
(…)

Başkanlığının son yılına hazırlanan Obama, ulusal düzeyde alışılmadık bir pozisyonda: O, rasyonalist biri, duyguların değil aklın kulu.

Obama, çoğunlukla siyaseti hafife alan, uyguladığı politikaları pazarlamaktan kaçınan (ve bunda pek başarılı da olamayan) biri olarak zaman zaman kendi kendisinin en büyük düşmanı olabiliyor. Ancak yakın geçmişin iki dönem üst üste görev yapan başkanlarıyla kıyaslandığında –ki bunlar bitiş çizgisine yaklaştıkça tökezliyor/hatalar yapıyorlardı– Obama daha da güç kazanıyor gibi görünüyor.

Hiç şüphesiz bu yıl (2015) başkan, yoğun duygusal muhalefete rağmen, rasyonalist gündeme odaklandı. İsrail’in ve Cumhuriyetçilerin çok sert muhalefetine karşın İran nükleer anlaşmasını, kendi partisinden birçoklarının karşı çıkmasına rağmen ticaret alanında Transpasifik Ortaklığı, ulusal siyasi bir tabuyu kırarak Küba’yla ilişkileri normalleştirmeyi ve sağ kanadın bilimsel kanıtları reddetme tutkusuna rağmen iklim değişikliği anlaşmasını [imzalamayı] başardı.

Olgulara dayalı yönetişim bağlamında bu, iyi bir yıldı. Ancak Trump’la sembolleşen hareketi izlediğinizde tam tersini düşünebilirsiniz. Obama’nın bu kadar çok başarı elde ederken içeride ve dışarıda zayıf bir başkan olarak görülmesi bir paradoks.

(…) Belki de yürüttüğü politikalara karşı yükselen muhalefetin bir kısmının, onun Afrika kökenli bir Amerikalı olmasından kaynaklanan önyargılarla bağlantılı olduğu için üzülüyordur. Belki de haklıdır bu konuda.

Daha başkanlığının ilk yılından itibaren Obama, sağcı Cumhuriyetçilerin çiğ bir reddiyeciliğiyle karşılaştı; bu salt onun politikalarına yönelik bir eleştiri değil, başkanlığının meşruiyetine dönük bir meydan okumaydı. Hakkında gizli Müslüman olduğu veya ABD dışında doğduğu gibi çeşitli ithamları içeren birçok ayrıntı uyduruldu. (…)

Daha iyi bir karşı-stratejinin ne olduğunu bilmek zor, ama Obama’nın (için için yansa da) dışarıya dönük sakin duruşu pek de işe yaramadı.

Trump’ın yükselişi uzmanların çoğunu şaşırttı ama Obama’yı şok etmiş gibi görünmüyor. Zira Trump, Obama’nın koltuğa oturmasından beri Cumhuriyetçilerden kendisine yöneltegeldiği öfkeli retoriğin bir kristalleşmesi. Trump sadece daha yüksek sesle, daha arsızca ve daha karizmatik bir şekilde bunu yapıyor. (…)
 (…)

Obama’nın mesajlarını ustalıkla işlemesi için geriye bir yılı kaldı - ki böylece korku içindeki ülkesine yeniden güven aşılayarak onu harekete geçirebilir. Endişe/kaygı çağında yönetimde olmak Obama’nın karşı karşıya kaldığı en büyük meydan okuma.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder