5 Haziran 2016 Pazar

STRATFOR - TÜRKİYE’NİN MİLİTANLARI ÖRGÜTLENİYOR


TÜRKİYE’NİN MİLİTANLARI DAHA FAZLA ÖRGÜTLENİYOR

Stratfor raporu, 15.4.2016

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Özet
Türkiye’nin en büyük Kürt militan grubu genişlemeye çalışıyor ve bu yolda yardım için Rusya’ya yüzünü dönebilir. PKK, kapasitesini daha da genişletmek ve destek tabanını Kürt toplumunun dışına da yaymak için ülkedeki solcu militanlarla şemsiye bir örgüt kurdu. Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH) adını alan yeni grup, PKK’nın en radikal solcu fraksiyonunun başındaki kişi [Z.T.K Duran Kalkan’ı kastediyor] tarafından yönetilecek. İlan edilen hedefi, Türk devletine, bilhassa AKP yönetimine karşı siyasi gündemini propaganda ve –yabancı ülke vatandaşlarını hedef almak da dâhil– terör saldırıları yoluyla desteklemek. Rusya’nın bölgede kendi çıkarlarına ulaşmak için Türkiye’deki militan örgütleri, özellikle de PKK’yı kullanma konusunda uzun bir tarihi [tecrübesi] olduğundan Moskova’nın HBDH’nin yarattığı bu fırsatı havada kapacağına pek de şüphe yok. PKK’nın bu en yeni girişimini destekleyerek Rusya, Türkiye’yi içeride kendi meseleleriyle meşgul edip Moskova’nın Ortadoğu’nun diğer yerlerindeki işlerine/gündemine karışmasından [Ankara’yı] uzak tutabilir.

Analiz
Yeni şemsiye örgütün kurulmasıyla ilgili görüşmeler Aralık 2015’te su yüzüne çıkmaya başladı ve iki ay sonra HBDH ilk toplantısını Suriye’nin Lazkiye şehrinde gerçekleştirdi – ki bu dikkat çekici bir tercihti; zira Rus ordusu hükümet kontrolündeki bu şehri kendi operasyonları için bir üs olarak kullanıyor. Ardından 12 Mart’ta örgüt resmen kuruluşunu ilan etti. HBDH’nin misyonu, Türkiye’deki devrimci güçleri birleştirip güçlendirmek ve Türk hükümetine karşı silahlı mücadeleyi desteklemek. Örgüt ayrıca Türkiye’deki Kürtlerin hedeflerinde mesafe kat etme konusunda HDP de dâhil Kürt siyasi partilerinin başarısızlığına vurgu yaptı.

Şimdiye kadar bu yeni koalisyona katılan 10 gruptan her biri Türkiye merkezli ve HBDH’nin misyonu da, dar bir şekilde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hükümetiyle savaş ve Türkiye Kürtlerinin çıkarlarını savunmakla sınırlı. Ancak HBDH’nin lideri Duran Kalkan, örgütün rolünü, bölgenin diğer yerlerinde de Kürtleri savunacak ve Suriye’nin kuzeyindeki devrimci sürece katkıda bulunacak şekilde genişletmekten bahsetti. Aslında HBDH’nin içindeki gruplardan bazıları, zaten Suriye iç savaşında Kürt YPG’nin yanında savaşan solcu militanlar koalisyonu olan Enternasyonalist Özgürlük Taburuna bağlı. Bu grubun içinde yer alan Türkiye Komünist İşçi Partisi/Leninist, Türkiye Komünist Partisi/Marksist-Leninist ve Marksist-Leninist Komünist Partisi zaten yıllardır PKK’yla aynı eğitim kamplarını paylaşmaktalar.

Ancak şu an için HBDH’nin faaliyetleri, örgütün askeri planlarını desteklemekle sorumlu dört “eylem bölgesi” tarafından yürütülerek Türkiye sınırları içiyle sınırlı tutulacak. HBDH Türkiye’nin doğu ve kuzeydoğusunda lojistik merkezlerini ve ayrıca birçok şehirde “öz savunma” ofislerini zaten açmış durumda ve doğrudan kontrolü ellerine alabilmek için yerel siyasi liderleri istifaya teşvik ediyor. HBDH’nin örgüt yapısının ne ölçüde gelişmiş olduğunu bilmek zor. Mesela HBDH’nin kurulduğu hafta kendisine bağlı iki örgüt biri Ankara, diğeri İstanbul’da olmak üzere iki ayrı saldırı gerçekleştirdi. Ancak bu saldırıların HBDH merkezinden [emir alarak] mi, yoksa bağımsız bir şekilde mi gerçekleştirildiği belirsiz.

Ankara üzerindeki baskılar artıyor
HBDH, Kürt örgüt PKK tarafından yönlendirilse de bu oluşum Türkiye’deki komünist harekete de yeni bir hayat üfleyebilir. Nihayetinde HBDH içindeki grupların birçoğu komünist hırsları olan örgütler ve bu şemsiye örgütün Türk devletine saldırma misyonu, benzer hedefleri olan ancak fazla kaynağı bulunmayan diğer komünist grupları da cezbedebilir. Bunlardan biri de yıllardır giderek zayıflayan Erdoğan yönetimine muhalif Marksist bir örgüt olan DHKP-C. Ancak Marksist grupların liderleri ile HBDH yetkilileri arasındaki şahsi çatışmalar iki taraf arasında daha yakın eşgüdümü engelleyebilir.

Bu arada HBDH’nin kurulması Türk siyasetinde şiddet kullanmayan Kürt partiler için problem yaratabilir. PKK Ankara’yla diyalog kanallarını açmayı reddeden militan gruplarla ittifakı genişlettikçe bu partiler, –daha ılımlı hedefler peşinde koşmaya çalıştıklarından– meşruiyetlerini sürdürmekte zorlanacaklardır. Hele de eğer yeni örgütlenen militanlar, –tek başlarına hareket etmelerine kıyasla– el ele verdikleri takdirde Türkiye’nin güvenliğine yönelik daha büyük bir tehdit oluşturacak şekilde [kendi aralarında] yeterince uyum sergileyebilirlerse –ki bu kuvvetle muhtemel–, bu [ihtimal] daha da gerçek olacaktır.


Rusya kendi adına, yeni şemsiye örgütle ilişkilerini artırarak Türkiye’deki Kürt ve solcu militan gruplar arasındaki işbirliğini daha da teşvik etmeye çalışabilir. Moskova bunu geçen yıl Türkiye’nin Suriye’de Rus savaş uçağını vurma kararının intikamını almak için bir fırsat olarak görebilir. Ama daha önemlisi, Kürtler Moskova’nın cebinde kritik bir müzakere aracı. Teoride Rusya Türkiye’de artan Kürt tehdidini, Ankara’yla gelecekteki müzakerelerde elindeki kozları artırmak veyahut Ankara’nın dikkatini dağıtmak suretiyle Suriye ve Karadeniz’deki varlığını artırmasından alıkoymak için kullanabilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder