15 Mart 2016 Salı

R.KAPLAN - İMPARATORLUĞU SAVUNMA ADINA



İMPARATORLUĞU SAVUNMA ADINA
Robert D. Kaplan (Amerikalı dış politika yazar, Yeni Amerikan Güvenliği Merkezi kıdemli üyesi)
The Atlantic, Nisan 2014

Tercüme: Zahide Tuba Kor

(…)
Tarih boyunca yönetişim ve nispi güvenlik, gerek Batı’da gerekse Doğu’da imparatorluklar eliyle sağlandı. Ara dönemlerde/fetret dönemlerinde anarşi hüküm sürdü.
Ama bugün küresel elit, emperyalizmi tamamen kötü bir şey gibi sunuyor. Oysa imparatorluklar, -etnisite, kabile ve mezhep savaşlarının yol açtığı anarşiyi asgari düzeyde tutmak suretiyle- binlerce yıldır en tehlikesiz yönetim şekli olarak tebarüz etmişti. Emperyalizmle karşılaştırıldığında demokrasi yeni ve belirsiz bir olgudur. Modern tarihin en saygın demokrasileri olan ABD ve Büyük Britanya, aslında uzunca bir dönem imparatorluktular. (…) Anarşi ile tam devlet kontrolü arasında bir yerde duran emperyalizm, aslında gevşek ve kabul gören bir egemenlik şeklidir.
(…) Atina, Roma, Venedik ve Büyük Britanya çağlarının en aydın/lanmacı rejimleriydi. (…) Erken modern dönem imparatorlukları olan Habsburglar ve Osmanlılar, azınlıklara yönelik -Yahudiler de dahil- görece hoşgörü ve himayeleriyle meşhurdular. (…) Habsburgların ardından ortaya çıkan şey, azınlıklara zulmeden ve Nazizmin önünü açan tek etnili devletler ve yarı demokrasilerdi.
Tüm bu imparatorluklar, BM’nin şimdiye kadar sağladığı ve muhtemelen bundan sonra da sağlayabileceği barış ve istikrardan katbekat fazlasını tesis ettiler. Amerikan örneğini de bir düşünün. Bosna ve Kosova’ya insani müdahalede bulunurken Ruanda ve Suriye’ye böyle bir müdahalede bulunmaması Amerikan emperyalizminin [ne zaman] harekete geçip [ne zaman kenarda] beklediğini gösteriyor.
(…)
Bununla birlikte emperyalizmin kötü bir Amerikan dış politikasına yol açtığı eleştirileri de yabana atılmamalı: Asıl problem, emperyalizmin kötü oluşu değil, çok pahalı ve bu nedenle de ABD gibi bir devlet için problemli/tartışmalı bir büyük strateji olmasıdır. Birçok imparatorluk fetihlerin yükü yüzünden çöktü. (…)
Bu nedenle Amerikalılar şunu tartışmalı: Emperyalvari bir dış politika sürdürülebilir midir? (…)
(…)
(…) Obama, (Asya’da Japonya ve Ortadoğu’da İsrail ve Suudi Arabistan gibi) bölgesel güçlerin yerel güç dengelerinin korunmasında ABD’ye daha az bağımlı olmasını istiyor. Ve ABD’nin düşmanlarını, [bu bölgelere] kara birliklerini konuşlandırmak yerine daha ucuz olan insansız hava araçlarının kullanımıyla uzakta tutmak/sindirmek istiyor.
Dışişleri Bakanı Kerry’nin İran ve İsrail-Filistin meselesiyle ilgili enerjik diplomasisi, Ortadoğu’yu düzen içinde tutma ve böylece Asya’ya Kayış politikasını kolaylaştırma noktasında cesurca bir çabaya benziyor.
(…) ama Kissenger’ın aksine Kerry, herhangi bir büyük strateji veya hatta temel bir stratejik anlayışı telaffuz etmedi.
(…)
Herhangi bir başka güç veya güçler kümesi, ABD tarafından sağlanan küresel düzenin bir küçük bir parçasını dahi sağlayamaz. Asya ve Ortadoğu’da olduğu gibi Amerikan hava ve deniz üstünlüğü barışı tesis ediyor. Makul bir şekilde konuşlanmış durumdaki Amerikan askeri gücü, Polonya, İsrail ve Tayvan gibi demokrasileri düşmanların eline düşmekten koruyor. Eğer ABD, kara güçleri yeterli teçhizat ve eğitimden yoksunken tutup da hava ve deniz güçlerinde bir anda azaltmaya giderse, anavatandaki (Amerika’daki) olumsuz yansımalarıyla birlikte dünya çok daha anarşik bir yere dönüşecektir.
Romalılar, Partlar ve Habsburglar dünyanın önemli bir kısmına az da olsa –normal şartlarda sahip olamayacakları- bir emperyal düzen sunduğu için büyük güçlerdi. ABD de hâlihazırda başta dünya ekonomisinin jeopolitik kalpgahı (heartland) olan ve müttefiklerine ev sahipliği yapan Doğu Asya’da benzer bir politika uygulamalı.
Bu, Amerikan ordusunun, kritik önemi haiz bir sivil toplumu bulunmayan karmaşık ve çok nüfuslu İslam ülkelerini tamir/ıslah etmesini hiçbir şekilde gerektirmez. ABD dünyayı gemileri ve uçaklarıyla dolanmalı, ama karada nereye müdahale edeceği noktasında çok dikkatli olmalı. Ancak çok hayati bir ulusal çıkarı tehdit edildiğinde askeri çatışmaları başlatmalı. Bunun dışında müdahalelerini ekonomik teşvikler ve (…) sağlam bir diplomasiyle sınırlı tutmalı.

(…)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder