15 Mart 2016 Salı

A.PFEFFER - İRAN NÜKLEER ANLAŞMASI NE TARİHÎ NE DE FELAKETVARÎ



İRAN NÜKLEER ANLAŞMASI NE TARİHÎ NE DE FELAKETVARÎ
Anşel Pfeffer (İsrailli gazeteci)
Haaretz, 14.7.2015

Tercüme: Zahide Tuba Kor

Obama’nın İran’la yakınlaşma peşinde koşmasının gerçek saikleri hakkında kehanette bulunmak beyhude ve komplo teorilerinin alanına kolaylıkla girebilir nitelikte. Derine dalmadan, “oyunu kurallarıyla oynama”ya olan pragmatik inancı ve kendi tarihsel kaderine dair şişirilmiş hissinin bir karışımı. Şahsi dinamikleri Netanyahu’nunki ile benzer (…)
İyi şahsi ilişkiler geliştirme becerisine sahip olsalar da İran meselesinde iki zıt kutupta yer alıyorlar. Obama İran’ı potansiyel bir ortak olarak görürken Netanyahu’ya göre o, yatıştırılamaz bir düşman.
(…)
Bölgesel düzeyde İranlılar birçok cephede aşırı yatırım yapmış ve çok fazla yayılmış durumda. Suudi Arabistan, Mısır ve diğer Sünni rejimlerin yanı sıra katliam yapan Şii karşıtı İslam Devleti gibi güçlü düşmanlarla karşı karşıya.
Anlaşma sadece nükleer meseleye odaklanıyor, ama onun yan faydaları İranlıların Suriye, Lübnan, Irak, Yemen, Gazze ve diğer yerlerdeki mevzileri ve müttefiklerine daha fazla kaynak aktarmasına imkan verecek. Yine IŞİD’e karşı savaşta ortaklık kurmak ve belki de bölgede bir nebze de olsa düzen tesis etmek isteyen ABD de dahil dışarıdaki oyuncularla işbirliği fırsatlarının kapısını aralayacak.
Ama arazideki gerçeklikler değişmezse, Sünni ağırlıklı Ortadoğu’da Arap olmayan bir azınlık konumunda olan ve diğer azınlıklar (ve birçok Şii) tarafından politikaları şüpheyle karşılanan İranlılar için riskler yüksek. Yeni anlaşma onlara bir destek olacak ama güven ve yeni müttefikler kazanmanın yolu uzun ve zorlu olmaya devam edecek.
Netanyahu için bu siyasi bir darbe, ama ölümcül değil. Bundan dolayı istifa edecek değil; Kongre’de savaş vermek için önünde hala 60 gün var. (…)
(…) Obama yönetimi, tüm dış politika enerjisini İran’a kaydırdığından bundan sonra da anlaşmanın uygulanma aşamasında Filistinliler konusunda Netanyahu’yu taviz vermeye zorlama ihtimali azalıyor.
(…) Obama’nın başarı şans düşük. Rusya’yla [ilişkileri] “resetleme”, Mısır’da yeni demokrasiyi destek, “Asya’ya kayış” [stratejisini] ilanı, IŞİD’i bir “okul yıldız takımı” farz etme ve Filistin-İsrail çatışmasının çözümü için siyasi sermaye ve değerli vaktini harcama üzerine oynadığı bahisler hep acınası başarısızlıklarla sonuçlandı.
İki ay evvel The Atlantic’ten Jeffrey Goldberg’e verdiği mülakatta Obama, gelecekte dış politika mirasının İran’la anlaşmanın başarısıyla ölçüleceğini belirtti.  Bu konuda haklı, ama devlet adamı olarak tarihteki şöhreti artık İranlıların elinde.
(…) Anlaşma ne tarihi ne de felaketvari. Başarı veya başarısızlığı tamamen İran’a bağlı. (…)
Eğer Netanyahu haklıysa ve İran riyakar bir oyun oynuyorsa –yani anlaşmayı gizlice bomba üretme çalışmalarını sürdürmek ve bölgede tahakküm kurmaya çalışmak için kullanırsa- anlaşma çökecek ve yeni Amerikan yönetimi İran’a çok daha az müşfik olacak. Obama’nın adı iyi niyetli ama hayali siyasetlerle birlikte anılacak. (…)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder